ÇARE ALLÂH’TIR

Tüccarlardan birinin mallarının çok fazla olması sebebiyle yükün tamamının atılması konusunda oybirliğiyle anlaştılar. Tüccar buna itiraz edince diğer tacirler ona isyan ederek düzen kurdular. Zaten ticarette yeni, bedenen de zayıf bir kişiydi. Üzerine üşüşerek hem onu, hem de mallarını denize atarak yollarına devam ettiler.
  Dalgalar tüccarı alıp ıssız bir adanın kıyısına attı. Sahile vurunca dizlerinin üzerine çökerek ALLÂH’tan yardım istedi.
  Tüccar, ağaç meyvelerinden yiyip, yakındaki bir gölcükten su içerek günleri geçirmeye başladı. Ağaç dallarından yaptığı küçük bir kulübede uyuyordu.
Günlerden bir gün kuvvetli bir rüzgâr eserek, yanan çalı çırpıyı da beraberinde getirdi. O, bu olup bitenden habersizken kulübesi de ALEV aldı.
  Bağırarak dedi ki:
  - Neden yâ Rab, neden? Beni barındıran bu kulübe bile yandı!
  Tüccar o gece şiddetli üzüntüden dolayı aç uyudu. Ancak sabah saatlerinde onu bir sürpriz bekliyordu. Adaya yaklaşan ve onu kurtarmak için küçük bir tekneyi suya indiren bir gemi görmüştü. Onlara “Yerini Nasıl Öğrenip Bulduklarını” sordu.
  Cevap verdiler:
  - Duman gördük ve birisinin onu kurtarmak için yardım istediğini anladık, bu yüzden sana geldik.
Ayrıca kendisine “İçinde Bulunup da Denize Atıldığı Ticaret Gemisinin Geri Gelmediğini, Denizde Battığını ve Gemidekilerin Tümünün Öldüğünü” Söylediler.
  Tüccar ağlayarak secdeye kapanarak:
- “ALLÂH'a Hamd Olsun. Ya RAB, Senin Tüm İşlerin HAYIRDIR!” dedi.

  KISSADAN HİSSE:
  Durumlarınız Ne Kadar Kötüleşirse Kötüleşsin, ALLÂH'ın Rahmetinden Ümidinizi Kesmeyin, Korkmayın ve Başınıza Gelen Her Şeyde ALLÂH'ın Bir Hikmeti Olduğuna Güvenin. ALLÂH'ın İzniyle Kurtuluş/Çare Gelir.