NETANYAHU'NUN KABİNESİNDE CASUSLUK - İBLİSLERİN TANGOSU - (II)
Netanyahu, akrabaları ve hatta şubeleşenlerle birlikte kökleri Amerika'ya dayanan ancak aşırı radikal kabul edilen Siyonistleri temsil eder. Bu aşırılık, Amerikalı Yahudilerin çoğunluğunun aksine onların Cumhuriyetçilerle bağlantı kurmasına sebeptir.
Ancak Demokratların aksine Cumhuriyetçilerin Siyonist rejime dair farklı bir bakış açısı var. Demokratların sol eğilimli Siyonist Yahudilerin güçlü etkisi nedeniyle rejimin varlığından endişe duymasına karşın, Cumhuriyetçiler Tel Aviv'i Amerikan çıkarları doğrultusunda kullanma eğiliminde.
EVANJELİKLER, Her Ne Kadar Rejimin Varlığını Korumak İsteseler de Tel Aviv'e Verdikleri Reçetenin Siyonistleri Mezbahaya Göndermekten Başka Bir Anlamı Yok.
3. Görünen o ki, tüm Batı'nın Siyonist rejimle birlik olduğu 7 Ekim'den farklı olarak, bugün bu konuda oldukça bölünmüş durumda. Bu bağlamda rejim karşıtı hükûmet hareketleri özellikle dikkat çekicidir.
Filistin'in bazı Avrupa hükûmetleri tarafından tanınması, taraflar arasında diplomatik sorunların ortaya çıkması, bir yandan Siyonist silah şirketlerinin Fransa ve İspanya'daki askerî sergilere katılımının yasaklanması, bir yandan da İsrâil ile dünya halkları arasındaki toplumsal çatışmalar…
HOLLANDA'nın başkenti Amsterdam sâkinleri ile Siyonist ekibin taraftarları arasında yaşanan gerginlik, Avrupalıların TEL AVİV'e karşı tavrını bir nebze değiştirdiğini gösteriyor.
İNGİLTERE bile bu sırada.. İNGİLTERE'nin eski başbakanı BORİS JOHNSON'ın, NETANYAHU'nun özel tuvaletine dinleme cihazı yerleştirdiği yönünde suçlanması da çok dikkat çekici. BORİS JOHNSON, bu suçlamanın İNGİLTEREDışişleri Bakanı olarak görev yaptığı dönemle ilgili olduğunu söylemişti.
JOHNSON'ın yanı sıra İNGİLTERE'nin diğer eski Başbakanı DAVİD CAMERON'un eski muhafazakar hükûmetinin de çok sayıda Siyonist yetkiliye yaptırım uygulama kararı almasının ehemmiyetli olduğu değerlendiriliyor.
Bu açıklamaların, son yıllarda kamuoyunda Siyonistlere daha yakın olan Muhafazakar Parti üyeleri tarafından yapılmış olması da önemlidir. İşçi Partisi ise eleştirel bir yaklaşım benimsiyor.
BORİS JOHNSON'ın yorumları her ne kadar Dışişleri Bakanlığı ile ilgili olsa da daha sonraları Başbakan oldu. Ayrıca DAVİD CAMERON, son muhafazakar hükûmette Dışişleri Bakanlığı'ndan önce Başbakan olarak görev yapıyordu. TEL AVİV'e yakın olduğu bilinen bir partiden iki başbakanın açıklamaları, iki taraf arasındaki ilişkilerde önemli bir konu..
Güçlü Avrupa hükumetlerinin, işgal altındaki topraklarda ve rejim içinde kendi vatandaşlarının bulunması nedeniyle rejim üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu inkar edilemez.
Bu özellikle LONDRA ve PARİS için geçerlidir. FRANSA Cumhurbaşkanı EMMANUEL MACRON'un, NETANYAHU'yu uyarmasının üzerinden çok zaman geçmedi.
4. DİRENİŞİN, İşgal Altındaki Topraklardaki Siyonist Siyâsî ve Askerî Liderleri Ortadan Kaldırmaya Yönelik Ciddi Bir Planı Olduğu Görülüyor. Şu ana kadar Siyonistlerin bu konuda yayınladığı haberlerin tamamının iddia ve uydurma olduğu düşünülüyordu.
Ancak 401'inci Zırhlı Tugay komutanı Albay Ehsan Daksa’nın, Kassâm Tugayları tarafından başarıyla ortadan kaldırılması ve LÜBNÂN direnişinin NETANYAHU'nun evine saldırması direnişin bu konuda ciddi bir planı olduğunu gösterdi.
Ordu ve istihbarat yapıları arasındaki iç çatışmaların yanı sıra bu iki yapı da güçlü bir DİRENİŞ baskısı altındadır.
5. İster radikal Siyonist olsun ister doğal olarak bu fikrin dalgalarına maruz kalan Siyonist olsun, ister Siyonizm'e karşı çıkan Yahudiler olsun genel olarak tüm YAHUDİLER, İSRÂİL TERÖR REJİMİNİN SUÇLARI sebebiyle antisemitizm rüzgarlarına maruz kaldı.
Avigdor Levi Liberman'ın, birkaç gün evvel Amsterdam halkının bir futbol maçı sonrası Siyonistlere karşı ayaklanmasının ardından yaptığı konuşmalar, Avrupa Yahudilerine kıtayı boşaltıp işgal altındaki topraklara yerleşmeleri tavsiyesi bu durumu gösteriyor.
İlginçtir ki, Bir Süre Rejimin Savunma Bakanlığını da Yapan "İsrâil Evimiz/Yisrael Beiteinu" Partisinin Başkanı, BİR YILI AŞKIN SÜREDİR SAVAŞ HALİNDE OLAN İŞGAL ALTINDAKİ BÖLGELERİN YAHUDİLER İÇİN EN GÜVENLİ YER OLDUĞUNU İDDİA ETTİ.
Peki KİMDİR Bu AVİGDOR LİEBERMAN?
LVOVİCH LİEBERMAN, 5 Temmuz 1958’de Sovyetler Birliği döneminde Şimdiki MOLDAVA Cumhuriyeti’nin başkenti olan KİŞİNEV’de dünyaya geldi. 20 yaşındayken ailesiyle birlikte İSRÂİL'e göç etti ve burada AVİGDOR adını aldı.
Düşünün, hem Avrupa'nın yeşil alanı en bol şehirlerinden aynı zamanda önemli bir ticaret ve sanayi merkezi olan Kişinev’den ayrılıyorlar, hem de AVİGDOR adını alıyor.
Avigdor Hz. Mûsâ’nın isimlerinden biridir. Aslı, Avi Gedor’dur ve bu ad ona Kohat tarafından verilmiştir.
- DEVAM EDECEK -