(BESLENME HAKKINDA SÖZLER)
Dünyanın gelmiş geçmiş bütün bilgeleri, filozofları, bütün peygamberleri insan sağlığıyla ilgilenmiştir. Bugün binlerce diyetisyenler yetiştirildi, farklı başlıklarda bir yığın kitaplar yazıldı ama hiçbirinde şu basit gerçeği, en derin bilimselliği göremediler. Yemeği mümkün olduğu kadar en alt düzeye indirmek gerekir. Unutulmaması gereken bütün canlılar insan dâhil hasta olduğu zaman iştahtan kesilir ve yemek yemez hale dönüşür. Sebep açlıkta şifa bulmak içindir. Bu bilgi bütün canlılara doğuştan bahşedilmiştir. Bunun tersine davranılmaması lazım... Zaten cennetten çıkarılma hadisesi bile gıda ile olmadı mı? Yani birçok derdin sebebi aşırı yemektendir her ne kadar organik beslenme diye masum sözlerle gıdaların arkasına gizlenilse de... Zaten yemek pişirme ile yiyecek doğasından uzaklaştırılır. Yanlış beslenme ve hareketsizlikten aşırı kilo diye tanımlanan obezite oluşur.
Hz. Muhammed (ASM) buyurur ki:
İnsanoğlu, midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştır.
İnsanoğluna belini doğrultması için birkaç lokma kâfidir.
Mutlaka yemesi gerekiyorsa, üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefes alıp vermeye bırakmalıdır.
Birçok hastalıkların tek sebebi aşırı yemedir.
Allah'a en sevgili olanınız; az yiyen ve vücut bakımından hafiflerinizdir.
Yemeği yeme diyen bir Hz. Muhammed (ASM)’e karşıye diyen bir toplum oluşturulmuştur.
Japonya'da eşini sevmeyene gelenek olarak çok yemek yedirirler.
Bir şaman köylüsünün sözüise ”Doğadan ihtiyacın kadarını al, doğa seni doyurmaya kadirdir…”
Himalaya dağlarında Hunza Vadisi'nde bir yaşlının öğüdü ise ”Günde bir öğün yemek ye ve o yemek az olsun ki sağlıklı ve uzun ömürlü olasın…”
Bize ye diyen bütün öğretiler yanlıştır, batıldır, pazar oyunudur. Yiyerek enerji üretmek ilkel bir yöntemdir. Bu metodu vücut hastalanınca direk ret etmektedir…