Abdulkadir Ayanoğlu
Köşe Yazarı
Abdulkadir Ayanoğlu
 

Yaşamın Gizemi-24 (Bu Hikâye Nereden Çıktı)

İnsanoğlu yazınsal yani dil bilgisi yanlışlarına değil daha ziyade düşünsel yanlış ve doğrulara bakarak değerlendirmeyide dil analizi yaparak tespit eder. Denilebilir ki“dil saltbir bilgeliktir”. Bu bilgelik ile sorunlar tanımlanır, eleştirilir, çözümler sunularak bir şeyler değişir. Bu eleştiriler kişiyi rahatsız etmek yerine aksine güçlendirir.Herkes gibi, bu dünyada yaşayan her canlı gibi, herkesin yaptığını eleştirmeler vesunulanönermelereya da yanlışlara durdemeye hakkı olmalı, yanlış bile olsa herkesin konuşmaya hakkı vardır elbette… Bilim ve bilimsel metotlar, her şeyden önce olayların sebeplerini ortaya çıkarır ve sonuçları bu sebeplerle açıklayamaya çalışan bir metot olarak bilinir. Bilimin egemen olmadığı ilkel toplumlarda, daha ziyadebirçok sebep ve sonuç ilişkisinin yanlış inanç eksenli çözümlemelerebaşvurulurdu. Bu durum bir şeyi bilim dışı ilan etmekle sadece korkuları bastırmaya çalışmaktan başka bir şeyden ibaret değildir ki insanları kısa sürede bu korkuyla erken ölümlere sevk etmekte…Fakat Yaratıcı da bu hayatın sorgulanması istemekte değil mi? Bunun karşısına dikilip dur demek için… Birçok insan gibi, biz de bu dünyanın güzelleşmesi için çalışıyoruz. Bu dünya hepimizin ve bu dünyayı güzelleştirmek isteyen herkesin katkılarına da ihtiyacı vardır. Üstelik ister bizim hoşumuza gitsin ister gitmesin fakat bilinsin ki herkesin hakkı var bu dünyada...Zaten “tıp” kelimesinin anlamı “güzel koku” değil miydi? Toplumda bir gerçek ortaya çıkınca, hiç kimse çıkıp da bu hikâye nereden çıktı demedi nedense. Maalesef herkes birbirinin yalancısı oldu durdu. Rivayet edilen hikâyeinsanlara tarafından anlaşılamadı bu nedenle de doğru şekilde aktarılamadı. Sadece hikâyenin ticaretiyle uğraşıldı. Bu durumdan ötürü dünyanın dört bir yanını yalan yanlış hikâyeler doldurdu ve taşırdı...Ne olduğunu bilmeden, nasıl oluştuğunu bize anlatmadan, bir işi çözmek çok ilginçtir. Modern tıp, su ve elektrolit/mineral dengesinin vücut için oldukça önemli olduğunu19. yüzyıl sonlarında keşfetmiştir. Günümüzde su ve tuz karışımı serum elektrolitleri (sodyum, potasyum, klor, bikarbonat, kalsiyum, fosfor, magnezyum…) ve özmolarite tayin yöntemiyle neredeyse her hastada rutin olarak serum uygulanmaktadır. Bu prensip doğrultusunda, günümüzde tüm hastada tedavi olarak öncelikle su, tuz ve elektrolit dengesini sağlayan tüm etkenler dikkate alınarak serum içine katılan ilaçlarla hastalar tedavi edilmekte... Artık sağlık konusunda körebe oynamak istemiyoruz… Hastalıklarımıza şifa istiyoruz… Biz kimseyle ne bir çekişme, ne çamur atma, ne ahlaksız bir karalama, ne bir hakaret ne de kalitesiz bir üslup içerisindeyiz… Çünkü söz konusu olan bizim sağlığımız ve hayatımız… Bu konuda bizimde ve herkesin de söz hakkı var... Bu çalışmanın sebebi yakınımızda ki sevdiklerimizin yaşadığı acılar ve kaybettiğimiz değerli sevdiklerimiz… Ve bunların acısı var içimizde her daim... İşte Yücel Aydemir bu asırda “Yaşamın Gizemi: Su ve Tuz” ve “Kanser öldürmek için değil yaşatmak içindir” dedi ve o günden itibaren Tuz ile hem Türkiye hem de dünya değişmeye başladı...
Ekleme Tarihi: 13 Mayıs 2024 - Pazartesi

Yaşamın Gizemi-24 (Bu Hikâye Nereden Çıktı)

İnsanoğlu yazınsal yani dil bilgisi yanlışlarına değil daha ziyade düşünsel yanlış ve doğrulara bakarak değerlendirmeyide dil analizi yaparak tespit eder. Denilebilir ki“dil saltbir bilgeliktir”. Bu bilgelik ile sorunlar tanımlanır, eleştirilir, çözümler sunularak bir şeyler değişir. Bu eleştiriler kişiyi rahatsız etmek yerine aksine güçlendirir.Herkes gibi, bu dünyada yaşayan her canlı gibi, herkesin yaptığını eleştirmeler vesunulanönermelereya da yanlışlara durdemeye hakkı olmalı, yanlış bile olsa herkesin konuşmaya hakkı vardır elbette…

Bilim ve bilimsel metotlar, her şeyden önce olayların sebeplerini ortaya çıkarır ve sonuçları bu sebeplerle açıklayamaya çalışan bir metot olarak bilinir. Bilimin egemen olmadığı ilkel toplumlarda, daha ziyadebirçok sebep ve sonuç ilişkisinin yanlış inanç eksenli çözümlemelerebaşvurulurdu. Bu durum bir şeyi bilim dışı ilan etmekle sadece korkuları bastırmaya çalışmaktan başka bir şeyden ibaret değildir ki insanları kısa sürede bu korkuyla erken ölümlere sevk etmekte…Fakat Yaratıcı da bu hayatın sorgulanması istemekte değil mi?

Bunun karşısına dikilip dur demek için… Birçok insan gibi, biz de bu dünyanın güzelleşmesi için çalışıyoruz. Bu dünya hepimizin ve bu dünyayı güzelleştirmek isteyen herkesin katkılarına da ihtiyacı vardır. Üstelik ister bizim hoşumuza gitsin ister gitmesin fakat bilinsin ki herkesin hakkı var bu dünyada...Zaten “tıp” kelimesinin anlamı “güzel koku” değil miydi?

Toplumda bir gerçek ortaya çıkınca, hiç kimse çıkıp da bu hikâye nereden çıktı demedi nedense. Maalesef herkes birbirinin yalancısı oldu durdu. Rivayet edilen hikâyeinsanlara tarafından anlaşılamadı bu nedenle de doğru şekilde aktarılamadı. Sadece hikâyenin ticaretiyle uğraşıldı. Bu durumdan ötürü dünyanın dört bir yanını yalan yanlış hikâyeler doldurdu ve taşırdı...Ne olduğunu bilmeden, nasıl oluştuğunu bize anlatmadan, bir işi çözmek çok ilginçtir.

Modern tıp, su ve elektrolit/mineral dengesinin vücut için oldukça önemli olduğunu19. yüzyıl sonlarında keşfetmiştir. Günümüzde su ve tuz karışımı serum elektrolitleri (sodyum, potasyum, klor, bikarbonat, kalsiyum, fosfor, magnezyum…) ve özmolarite tayin yöntemiyle neredeyse her hastada rutin olarak serum uygulanmaktadır. Bu prensip doğrultusunda, günümüzde tüm hastada tedavi olarak öncelikle su, tuz ve elektrolit dengesini sağlayan tüm etkenler dikkate alınarak serum içine katılan ilaçlarla hastalar tedavi edilmekte...

Artık sağlık konusunda körebe oynamak istemiyoruz… Hastalıklarımıza şifa istiyoruz… Biz kimseyle ne bir çekişme, ne çamur atma, ne ahlaksız bir karalama, ne bir hakaret ne de kalitesiz bir üslup içerisindeyiz… Çünkü söz konusu olan bizim sağlığımız ve hayatımız… Bu konuda bizimde ve herkesin de söz hakkı var... Bu çalışmanın sebebi yakınımızda ki sevdiklerimizin yaşadığı acılar ve kaybettiğimiz değerli sevdiklerimiz… Ve bunların acısı var içimizde her daim...

İşte Yücel Aydemir bu asırda “Yaşamın Gizemi: Su ve Tuz” ve “Kanser öldürmek için değil yaşatmak içindir” dedi ve o günden itibaren Tuz ile hem Türkiye hem de dünya değişmeye başladı...

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.