Son yıllarda ülkemizde ahlâkî ve millî değerler alanında hızlı bir şekilde artan bir yozlaşma ve savrulmanın yaşandığına şahit oluyoruz.
Özellikle gençler arasında görülen bu yozlaşma toplumların geleceği açısından son derece büyük tehlikeler doğurmaktadır.
Ahlâkî değerlerde meydana gelen bu yozlaşma, her şeyi mubah sayan bir zihniyetin oluşumuna ortam hazırlıyor.
Kitle iletişim araçlarından ve çevremizde olup-bitenlerden öğrendiğimiz kadarıyla, ülkemizde gün geçtikçe suç işleme oranlarının arttığını görüyoruz.
Özellikle cinayet, cinsel tâciz, hırsızlık, kapkaççılık, yaralama, hortumculuk, ailelerde parçalanma, adam kaçırma, toplumun sağlığını bozma girişimleri, trafikte kural ihlâlleri yaparak kazalara sebep olma, rüşvet verip-alma, uyuşturucu madde kullanma, haksız kazanç vb. gibi suç türlerinde önemli artışlar söz konusudur. Suçlular çalıp-çırpmakla kalmıyor, yaralama ve öldürme gibi masum ve suçsuz insanların canına kasteden davranışlar sergiliyorlar. Elbette bu içtimâî suçların sebepleri araştırılmalıdır. Eğitimsizlik midir, işsizlik midir, gelir dağılımındaki adaletsizlik midir? Aile hayatındaki çözülme midir? Ahlâk eğitiminin yetersizliği midir? Televole ve magazin programlarının tesiri midir? Her neyse sosyal çözülmeyi hızlandıran sebepler, mutlaka giderilmeli, meselenin çözüm yolları aranmalıdır.
Bu kapsamda Aile toplumun bir çekirdeği ise, önceliğimiz evlerimizi birer Dar’ul-Erkam gibi bir eğitim yuvasına dönüştürmek olmalıdır. Ama önce ebeveynler olarak anne ve babalar buna hazır olmalıdırlar.
ilk önce temiz toplumun tohumları ailede atılacak demektir. Anne ve babaların bu noktada çok dikkatli olmaları gerekir. Uyarı, uygulama ve anlatımda doğru örneklerle başlar. Sözgelimi, eğer çocuğumuzun namaz kılmasını istiyorsak, önce biz büyükler kılmalı; eğer çocuğumuzun yalan söylemesini istemiyorsak, öncelikle biz büyükler yalan söylememelidir. Eğer biz, çocuklarımızın sigara, içki, kumar ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmalarını istiyorsak, öncelikle bu kötü alışkanlıklardan biz yetişkinlerin uzak durması gerekir.
Gençlerin şahsiyet ve karakterlerinin şekillendiği çok önemli hayat duraklarından biri de okuldur. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin akıl, ruh ve beden açısından sağlıklı yetişmelerine, dolaylı olarak da temiz toplumun oluşumuna katkıda bulunmak adına eğitim kurumlarında da din ve ahlâk eğitimine ciddi mânâda önem verilmelidir. Ailede verilen din ve ahlâk eğitiminin, çocukların gelecekteki dinî hayatlarını şekillendirdiği ilmî bir hakikattir.