MAZLUMUN DİNİ SORULMAZ
İstisnasız yeryüzündeki devletlerin anayasalarını incelediğinizde mutlaka vatandaşlarına adaleti uygulayacağını vaat eder. Ama uygulamaya gelince adaletin yerini zulmün aldığını görürsünüz.
Adalet kavramı insanlık tarihi kadar eski ve önemlidir. Herkesin sevdiği ve uygulanmasını istediği bir kavram. Ne var ki, en çok tartışılan ve en çok istismar edilen bir kavram.
Sözlük anlamı itibariyle adalet; Haksızlık yapmamak, orta yolu tutmak, her şeyi yerli yerine koymak. Yani zulmün zıddı olan her şey.
Bütün siyasi partilerin, derneklerin ve sivil toplum kuruluşlarının tüzüklerini incelediğiniz zaman mutlaka adalet kelimelerinin iri harflerle, altı çizilerek yer aldığını görürsünüz. Çünkü bu kelimenin insanlar üzerinde muazzam bir etkisi ve cazibesi vardır. Bütün dinleri de incelediğinizde aynı tespiti yapabilirsiniz.
İşin garip tarafı ateistler dahi Allaha inanmadığı halde adalete inanıyor ve her tarafta hâkim olmasını istiyor. İnsanlığın bir kısmı Allah yok diyorsa da adalet yok diyeni ne gördüm, ne duydum. Herkes adaletin olması gerektiği konusunda hemfikir, ancak adalete yüklediği anlam başka. Adaleti içi boş bir çerçeveye benzetirsek herkes o çerçevenin içini istediği gibi doldurabiliyor, kendi ideoloji ve inancını içine yerleştirebiliyor ve bunun adına da adalet diyor.
MAZLUMUN DİNİ SORULMAZ
Meseleyi devlet boyutuyla ele alırsak durum daha net ortaya çıkar. Adalet herkes ve kesim için önemlidir. Ama devlet için daha da önemlidir. Devletin adil olması; toplumdaki eşitsizlikleri gidermek ve bir tarafa meyletmemektir. Yani kendi dinini, mezhebini, yandaşlarını takım tutar gibi tutup partizanlık yapmamak demektir. Devlet, ideolojisini bir kenara bırakarak vatandaşlarına karşı adil olmak zorundadır. “Mazlumun dini sorulmaz” prensibinden hareketle herkese karşı aynı tutum içinde olmalı. İstisnasız yeryüzündeki devletlerin anayasalarını incelediğinizde mutlaka vatandaşlarına adaleti uygulayacağını vaat eder. Ama uygulamaya gelince adaletin yerini zulmün aldığını görürsünüz.
YERYÜZÜNDE ADALET ADINA CİNAYETLER İŞLENMEKTEDİR
Komünizmin, sosyalizmin, faşizmin, kapitalizmin… Uygulandığı ülkelere bir göz atarsanız her devletin farklı adalet anlayışına sahip olduklarına şahit olursunuz. Başka bir ifade ile insanlık tarihi boyunca kurulan devletlerde, adalet ve eşitlikten anladıklarını zulüm olarak yansıtırlar. Oysaki istisnasız sosyalizm başta olmak üzere bütün sistemler adalet ve eşitliği sağlamak üzere ortaya çıkmıştır. Üzülerek ifade etmek gerekir ki günümüzde dahi İslam adına işlenen cinayetler sözde adalet içindir! Herkes İslam’dan anladığını adalet diye uygulamaya koyar, neticede farklı ve adil olmayan durumlar ortaya çıkar. Adalet adına Dünyanın birçok yerinde ne zulümler yapıldığını bilmeyenimiz yok.
Yüce kitabımız Kur’an bir yerinde adalet ve öneminden bahseder. Her hafta Cuma hutbesinde okunan Nahl Suresi 90. Ayet meali ile yazımı bitiriyorum.
Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz.