Mardin’in nerdeyse bir asrı aşkın su problemine bir türlü kalıcı çözüm getirebilmiş değil maalesef. 1953 yılına kadar şehrin su ihtiyacının büyük bir kısmı mahalle aralarında bulunan çeşmelerden ve evlerde bulunan yağmur suyu kuyularından karşılanıyordu. Ayrıca tarihi medrese ve camilerde bulunan kaynak çeşme suları da halkın imdadına yetişiyordu. Mardin şehir şebeke suyu ile 1953 yılında tanıştı ama zamanla su kaynakları büyüyen ve nüfusu artan şehrimize verilen su yeterli olmamaya başladı. Bir de buna yeni açılan yerleşim merkezi Yenişehir eklenince büsbütün su sıkıntısı kendini daha çok hissettirmeye başladı.  En son Mardin’in elli senelik su ihtiyacını karşılayacağı söylenen Beyaz Su Projesi de iyi yönetilemediğinden ve daha yapım aşamasında suiistimallere açık hale geldiğinden gündeme isale boru hattında yaşanan arızalarla gündem olmaya devam etmektedir. Mardin de yaşanan su sıkıntısı Türkiye’nin hiçbir bölgesinde yaşanmamaktadır. Özellikle Yenişehir de her apartmanın altında yapılan yüzer tonluk su depoları ile çatılara daire başına bırakılan ilave birkaç tonluksu depoları da sıkıntıyı ortadan kaldıramamaktadır. Birkaç milyon nüfusa sahip büyük kentlerimizde su depoları olmaksızın hiçbir sıkıntı yaşanmazken şehrimizde isale boru hattındave su pompalarında yaşanan arızalara bir türlü kalıcı çözüm getirilememektedir. Çoğu zaman su borularının kasten patlatıldığı söylenmekte ise de bu konuda ciddi bir tedbir alınamamaktadır. Bu tür suiistimallere karşılık güvenlik kuleleri inşa edilebilir veya termal kameralar yerleştirilebilinir. Ayrıca arıza durumunda şehrin en az bir haftalık ihtiyacını karşılayacak büyük su depoları inşa edilebilir. Bu tedbirlerin alınması konusunda mahalli idarelere büyük görevler düşmektedir.    Mardin’in en büyük problemlerinden birisi de alt yapı eksikliğidir. Bu eksiklik kendini daha çok Yenişehir de göstermektedir. Özellikte 13 Mart mahallesinin büyük bir bölümünde alt yapı ve kanalizasyon hizmetleri yirmi beş yıldır hala çözüme kavuşmuş değil. Yirmi birinci yüz yılda hala bazı Afrika ülkeleri gibi kanalizasyonlarapartmanlardan fosseptik çukurlara kanalize ediliyor. Bu Büyükşehrimizin bir ayıbı olarak ortada durmaktadır. Bu konuda altyapı ve kanalizasyonu olmayan arsalara izin veren mahalli idareler bu işin vebalini hala üzerlerinde taşımaktadırlar. Büyükşehrimizin bu ayıptan kurtarılıp vatandaşlarımızın sağlıklı bir çevreye sahip olması yönünde acilen adım atılması gerekir.