ELEKTİRK
Faris Erkar
Köşe Yazarı
Faris Erkar
 

Üç Heykel

İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri, bayramlar da ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma fırsatlarıydı.  Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. İstediği, birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynîsı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti.  Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komsu ülke hükümdarına  gönderildi.  Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu.  Söyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar: " Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynisi gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir.  O heykeli bulunca bana haber ver."  Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel  gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı.  Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama araların da bir fark göremediler.  Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi. İyi okumuş, akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı.  Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri  sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi.  Teli, birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı.  İkinci heykele de ayni işlemi yaptı. Tel bu kez diğer kulaktan çıktı.  Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı.  Ancak, telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu.  Hükümdar heykelleri gönderen komsu hükümdara cevabî yazdı:  "Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbull değildir. Bir  kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul  değildir.    En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır.  Bu değerli hediyen için çok teşekkür ederim.”
Ekleme Tarihi: 04 Ocak 2023 - Çarşamba

Üç Heykel

İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri, bayramlar da ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma fırsatlarıydı. 

Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. İstediği, birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynîsı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti. 

Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komsu ülke hükümdarına 
gönderildi. 
Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu. 

Söyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar: " Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynisi gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir. 
O heykeli bulunca bana haber ver." 

Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel 
gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı. 
Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama araların da bir fark göremediler. 

Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi. İyi okumuş, akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı. 

Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri 
sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi. 
Teli, birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı. 
İkinci heykele de ayni işlemi yaptı. Tel bu kez diğer kulaktan çıktı. 
Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı. 
Ancak, telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu. 

Hükümdar heykelleri gönderen komsu hükümdara cevabî yazdı: 

"Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbull değildir. Bir 
kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul 
değildir. 

 

En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır. 
Bu değerli hediyen için çok teşekkür ederim.”

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.