Sayın Öz Mar-Tur yolcuları hareket saatiniz gelmiştir lütfen yerlerinizi alınız.
Genç kaptan yine direksiyonun başına geçerdi. Yolcular yavaş yavaş yerlerini alır muavin son kontrolünü yaptıktan sonra kaptan yola koyulurdu.
Birecik dinlenme yerinden binen çocuk yaşta çalgıcılar bu sefer genç kaptanın hemen yanında yer alır ve otobüsün hareketi ile birlikte,
"Bir gurbet kuşu gibi
sen çok uzaklara kondun
Başkasını sevem derken
Seni çok seven ben oldum…
Diyar diyar dolaştım
Sevgilim benden mi kaçtın
Yeni birini bulmuşsun
Başıma bak neler açtın…
Benim saçlarım ağardı
Sensız dünyam karardı
Takatim kalmadı artık
Ömrümü seneler aldı…
Gurbet gurbet dolaştım,
Sevgilim benden mi kaçtın,
Yeni birini bulmuşsun,
Başıma bak neler açtın…"
Kahtalı Mıçı'nın acıklı ve hüzünlü şarkısını söylemeye başlarlardı.
Yine Bülent Ersoy'dan
"Bu sevdanın sonu gelmez sana veda ediyorum
Yeni bir sevgili buldum deli gibi seviyorum
Dindi gözlerimde yaşım tuzsuz aşım dertsiz başım
Dindi gözlerimde yaşim tuzsuz aşım dertsiz başım
Bundan böyle arkadaşım geceler geceler geceler
Sırdaşım oldu geceler yoldaşım oldu geceler
Çilesi yok cefası yok
Senin gibi aldatmıyor. kaprisi yok gururu yok
Beni her gün ağlatmıyor hiç tasam yok aşktan yana yaşıyorum
Kana kana unutturdu seni bana geceler geceler geceler "
Şarkısı ile devam ederlerdi.
Bu acıklı şarkılar söylenirken genç kaptanın içini bir hüzün kaplardı.
Sevdalıydı, seviyordu ama istediği, sevdiğini kendisine otobüs şöförü diye vermiyorlardı. Kime sorduysalar kiminle istişare ettiyseler genç kaptanın iyiliğini, beyefendiliğini, mertliğini anlatmalarına rağmen genç kaptana sevdiğini vermiyorlardı.
Bu şarkılarla hüzünlen genç kaptan Antep'e doğru yol alıyor ve bütün şoförlük hünerini direksiyonun başında gösteriyordu.. DEVAM EDECEK