Ş.Urfa’nın Fransızlar tarafından işgali sırasında farklı etnisite ve inanca mensup bazı toplulukların bu işgalcilere yardım etmesi sebebiyle Ş.Urfa’lılar bu topluluklara boykot uygulaması nedeniyle küçük çocuklarının sütsüz, mamasız kalması üzerine o dönemde yaşayan ve sevilip sayılan ehli iman ve hikmetli bir büyüğe dertlerini sıkıntılarını anlatırlar. Ehli iman zat sorunu çözeceğini söyleyerek kendisini takip etmelerini ister.
Büyük zat Balıklıgöl camisine gider. Onu gören hoca ve vaizler hürmet eder ve namazı kendisini kıldırmasını talep eder. Büyük zat namaza durur ve cemaate namaz kıldırmaya başlar.
Euzü besmeleden sonra Fatiha suresini okurken;
“El Hamdilüllehi Rabil Alemin” yerine “El Hamdilüllehi Rabil İslam” der. Cemaat zatı muhteremin yanıldığını düşünerek okuduğunu düzeltmek için “SüphanAllah” der. Bu durum üç defa devam eder ve üç defada cemaat “SüphanAllah” der. Büyük zat sağ sola selam verir ve cemaate döner.
“-Bakınız! Ben Fatiha suresini “Rabbül İslam” okudum diye üç defa beni düzeltiniz. Bunun “Rabbül Alemin” olması gerektiğini bana hatırlatınız. Alemlerin Rabbi olan Allah’ın yarattığı çocukları cezalandırmaya hakkımız var mı? diye sorar ve cami dışında bulunan topluluklara uygulanan boykotun yanlışlığına işaret eder. Namaz sonrası esnaf Ş.Urfa’da bulunan herkese tekrar alışverişte bulunmaya başlar. Bu mesele bize farklı dil, din, etnisitedekilere ve birbirimize daha çok merhamet etmemiz gerektiğine dair güzel bir öğüttür/tavsiyedir.
Ramazan ayında birbirimize daha çok merhamet ettiğimiz bir ay olması temennisiyle…..