Fırıncılık mesleği emek ve alınteri mesleğidir.
Yaz aylarında sabah alınan sıcak çakal ekmeği ile yenilen kaymak ve yapılan kahvaltı, Mardin’in en farklı zevkli anıdır. Öğlen fırına atılan tava ve yanındaki yine sıçak çakal ekmeği tadına doyum olmaz. Akşam yapılan bol sarmısaklı Abuğannuç ve yanında sıcak ekmek yine Mardinlilerin en önemli damak lezzetidir.
Bütün bu lezzetlerin yapımında fırın ve Mardin fırıncılarının yadsınamaz bir katlısı var. Mardin’de fırıncılık mesleği emek ve alınteri mesleğidir.
Fırıncı, lokanta veya pastanelerde, ekmek, kek, pasta veya börek, pide gibi, fırında pişirilen yiyecek maddeleri imal eden kişidir.
Fırıncılık mesleğini icra edenlerde ayrıcalıklıdır. Zira insanların karınlarını en ekonomik şekilde doyurmak için çaba harcarlar. Ekmek temel besin maddesi olunca bu işin ehemmiyeti daha çok önem kazanır. Fırıncı demek, tatili olmayan insan demektir. Mesaisinin tamamı fırındadır sadece uyku zamanı mesai yapmaz.
Gece yarısı sabah namazı öncesi herkes uykudayken, fırıncı esnafı uykusundan ferağat ederek mahalleye, şehre günlük ekmek ihtiyaçları için fırınında un’u yoğurur hamura dönüştürür, dinlendirir, ekmek yapmaya hazır hale getirir.
Hafta sonu tatili hatta ölüsünü gömecek zamanı olmayan esnaflardandır fırıncı esnafı.
Bazı işyerlerinin yapılış amacı da sadece ‘fırın” amacıyla yapılmış mekanlardı. Şimdiki gibi sonradan yap boz değildi. Bunlardan en önemlileri “İzmir fırını”, “Ahmet Dabbe Fırını” dedikleri şimdiki Hasan Ammar çarşısının karşısında 1.cadde de bulunan fırın, yapım amaçları fırın olarak yapılmış ve böyle devam etmiştir.
Bab-il Mişkiye (D.bakir kapı) mahallesindeki Şeyh Çabuk cami karşısı “Seydoların fırını” ve Emir hamamı karşısı “Fırın Silo” yapılış amaçları da fırındır. Günümüzde bazıları farklı amaçla kullanılmak-tadır. Buna benzer daha birçok işyeri fırın için yapılmıştır. Fırıncı, mesleğini aşkla icra eder.
Fırıncılıkta meslek bölüm bölüm icra edilmektedir. Bununla ilgili şöyle denilirdi “Kemel ğerez kinnakaş il igbeyz (boncuk gibi ekmeği işlemiş nakşetmiş)” ya da “Eşen refş yi-hiz (nasıl kürek sallıyor)” şeklinde söylemlerle fırıncılık mesleği övülürdü.
“Acné alé acné mo tıfrık (yoğurma üstüne yoğurma farklılık göstermez.)” Bu tür söylemler ustaların ne kadar usta olduğu için söylenirdi.
İyi bir kara fırın ustası aynı zamanda iyi bir kasap, iyi bir manav ve iyi bir lokantacıydı da aynı zamanda. Zira bir fırıncı sadece ekmek pişirmez. Başta lahmuacun, pide çeşitleri, güveç (kıdré) abu ğannuç, igbeyz iblahme, igbeyz ibcibné, Arap tavası, sembusek ve hatta müşterinin ona tarif ettiği farklı yöresel yemekleri de fırıncı esnafı yapar Mardin’de.
Mardinde lahmuacununda lezzetinde bir ayrıcalık vardı. Bu lezzeti farklı bir ilde tatmanız mümkün değildi. Rahmetli Reşat amca(Reşşo)lahmuacun farklı bir lezzet ve tad katardı. Yaptıgı işlemi Türkiye’nin hiçbir yerinde görmek mümkün değildi. Genellikle müşterileri özeldi. Kuzunun bir kısmını fırının en yüksek yerine asar gelen müşterileri lahmuacun kuzunun neresinden yapılmasını istediğini sorar ve ona göre eti zırh ile çeker ve müşterisine lahmacununu yapardı. Yaptığı lahmacunların ortasına bi parça kuyruk yağı koyardı. Amaç kuyruk yağı kızardıysa lahmuacunda olmuş demekti, ölçü oydu.