Kalp ile ilgili hastalıkların tedavi sürecinde insanın bu dünyada sürekli kalmayacağını, bir gün mutlaka ölümün onu da bulacağını bilmesi önemli bir aşamadır. Yine bu duygu ve düşünceler, kalbin afetlerinin kaynağı olan nefsi dizginlemeye yardımcı olur. Eğer insan ağızların tadını kaçıran ölümü sık hatırlar ve gereğini, ahireti düşünürse dünyalık olan hırsları kısmen törpülenecek ve kendi elinde olan ile yetinmeyi, kanaatkâr olmayı öğrenecektir.
Kalbin eğitiminde, kalbin afetlerinden korunmasında diğer bir dikkat edeceğimiz mesele ihlâs ve ihsan kavramlarını insana yerleştirmektir. Zira ihlâs ve ihsan olmadan yapacağımız bütün ameller boş bir iddiadan öteye geçmeyecektir.
İhlâsı ve ihsanı öğrenen insan olaylar karşısında “Allah benim niyetime göre karşılık verecek, Allah beni mutlaka görüyor” hissi ile hareket edecek ve gösterişe düşmemeye gayret gösterecektir. İnsan, insan olduğunu unutmayacak, asıl ispat makamının kullar değil Allah olduğunu öğrenecek ve maddi manevi amellerini kâinatın sahibi olan Allah’a karşı yapması gerektiğini daha net kavrayacaktır.
Kalbin eğitiminde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise insana bu dünyanın ve dünya içindekilerinin bir sahibi, yaratanı olduğunu öğretmektir. İnsan bu dünyanın bir sahibi olduğunu bilir ve anlarsa kendisinin de bir sahibi olduğu kanaatine varır. Bu kanaate varan bir insan nasıl olur da tek başına Allah’tan bağımsız kararlar alabilir.
Kalbin eğitiminde olumlu sonuç veren bir diğer şey ise kalbi faydalı ilimlerle meşgul etmektir. Bugün insanlığın bu konuda iki durumla başı derttedir.
Birincisi çalışmayıp boş duran insanların dünya ve ahirete faydası olmayan işlere dalması ve ortalıkta başıboş, ne yapacağı belli olmadan amaçsız hedefsiz bir durumda boy gösterip tembel karakterli olan kimselere kötü örnek teşkil etmesidir. Bir diğeri de fazlaca dünyevileşen insanların ilmi, kötü yönde kullanıp dünyayı yaşanmaz hale getirmesidir. İnsanı, insanın kalbini ve aklını mutlaka faydalı ilimlerle meşgul etmek gerekir. İnsanın yaratılış yüceliğine ulaşmasının sırrı bu faydalı ilimlere kendisini vermesi, kendisini bu faydalı ilimlerle meşgul etmesidir.
Kalp eğitiminde bir cümle ile de şunu söylemek gerekir. Kalp, manevi âlemle daha çok iştigal ettiğinden dolayı kalbi eğitmek için maddi âlemden ictinap etmek gereklidir. Az yemek, az uyumak, az konuşmak kalbin eğitilmesinde önemli bir yer tutar. Maddi vücudun gıdasını azalttıkça manevi âlemin gıdası artar. Manevi âlemin kaynağı olan kalp de buna bağlı olarak daha da zinde olur.