Marangozculuk mesleği hayat ve ölüm ile iç içe yaşayan bir meslek. Yeni doğan bebekler için beşik yapılırken vefat edenler için tabut yapıyorlar.
Marangozlar çarşısından aşağıya indiğinizde en dikkatinizi çeken husus; ağaç kütüklerinden kesilen doğramaların çok güzel kokusuydu. O güzel çam, gürgen, ceviz, çınar, dut, meşe, söğüt ağaçları, ahşap ve tutkal kokusu ayrıca çekiç, keser ve hizar sesleri sizin marangozlar çarşısına geldiğinizin hissini yaşatırdı.
Bir iki adım sonrası kavak ağaçlarından imal edilmiş ve yeşile boyanmış tabutu gördüğünüzde, şehirde bir vefat olduğunu anlardınız.
Bir taraftan canlı yaşam için üretilen kapı, pencere, konsol veya kanepeler diğer taraftan ölüm için imal edilen tabut. Yani marangozlar çarşısında ölüm ile hayat iç içeydi. Hayatı bütün veçhesi ile burda yaşardınız.
Marangozların, üreteceği ürünlerin kaliteli olmasını sağlayan ilk şey ahşabın kuru olmasının sağlanmasıydı. Bu sebeple marangozlar çarşısında bulunan dükkanları üst tarafında ve dükkan önlerinde kerestelerin kuruması için yan yana dizildiğini görürdünüz.
Marangozlar genelikle; çeyiz sandığı, oturma kanepeleri, konsol (gardrop gibi), divan, sandalye, bebek beşiği, taht (yazın avluda yatmak için), topaç, bayram salıncağı, dolap, kirez altlığı, telli dolaplar, oklava, carcar her türlü kapı ve pencereler vs gibi ürünler imal ederlerdi.
Köroğlu, “tüfek icat oldu mertlik bozuldu” der.
Pimapen’in ve hazır mobilya sektörünün icadıyla, marangozluk mesleği de eski önemini yitirdi maalesef. Önceden alt çarşıda bulunan marangozlar çarşısı, marangoz esnafının üretim mekanıydı. Mardin’in ahşaptan üretilmesi gereken ne kadar ürün varsa burada üretilirdi. Fakat sanayileşme ve makinalaşmanın yaygınlaşmasıyla birlikte bu meslek dalı da eski önemini yitirdi.
Eskiden çam veya ceviz ağacından üretilen ev mobilyaları, yatakları, kanepelerin yerini büyükşehirlerde üretilen malzemeler aldı. Hazır üretilen çekyat kanepe ve koltuklar Mardin’in meşhur kanepelerini tedavülden kaldırdı. Tabi bu alanda çalışan Mardinli marangoz esnafı da farklı alanlara kaymak zorunda kaldı. Büyükşehirlerde üretilen koltuk ve kanepe satıcılığına geçmek zorunda kaldı bir kısım esnaf. Bir kısım usta ve kalfa da büyükşehirlerde ki bu üretim tesislerinde çalışmak için göç etmek zorunda kaldı.
Mardin tarihi yapı evleri ile bütünleşen ve Mardin’in nevi şahsına münhasır ceviz ağacından üretilen koltuk, konsol, kanepe ve yataklar tarih olmaya,
yüzyıllarca tecrübe imbiğinden süzülerek üretilen ve şehir mimarisi ile uygunluk gösteren bu ürünler artık yok olmaya yüz tuttu.
Aslında biz farkında olmadan kültür erozyonuna uğruyorduk ve bunun farkında bile değildik.