Geçenlerde bir misafir grubumuzla yetkililerden izin alarak Mardin Kalesine çıktık. Kuşbakışı Mardin’i seyretme imkanımız oldu.
2010 yılında dönemin başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan kale için destek istemiştik ve bu talebimiz olumlu karşılanmıştı. İlk planda kalenin güney tarafında taş ve kaya düşme tehlikesine karşı orayı çelik bariyerle çevirmiştik. Mardin il Belediyesi ve Mardin Valiliği partnerliğinde kalenin güney cephesi boydan boya sağlıklaştırılmıştı. Şimdi aynı çelik bariyer sağlıklaştırılması kuzey tarafı (Yalım Mahallesine)na bakan tarafa da yapılması gerekiyor. Çünkü orada da taş düşme tehlikesi var.
Zinciriye medresesi tarafında çıkıldığı zaman orada bulunan caminin yanında yapılan arkeolojik kazılar her sene belirlenen ödenekler çerçevesinde ancak 20 iş günü yapılabiliyor. Bu gidişle 30 yılda kadar ancak bu kazılardan sonuç elde edilebilir.
Aslında orada yapılabilecek en acil durum Kültür Bakanlığı ile diyalog sağlanarak kazı işinin acilen bitirilmesi ve oradaki cami ve pazarın tadil ve restorasyanu yapılarak kullanıma hazır hale getirilmesidir.
Mardin Kalesindeki askeri tesislerin tahliyesi ve başka yere taşınması bu ekonomik sıkıntılarda zor olduğu açıktır. Ama cami ve pazarın restore edilerek ayrıca kuzey tarafında çelik bariyerle güçlendirilerek taş düşme tehlikesi önlenerek, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile belirlenecek ilkeler çerçevesinde kısmi olsa da kalenin ziyaretçilere açılması en makul olanıdır.
Mardin tarihi medreseleri de maalesef bir kısmı kayıptır. Elde olanlarda kendi amaçları dışında kullanılıyor.
Sabancı Müzesi karşısındaki Hüsamiye Medresesi kalıntıları olduğu gibi duruyor. Bir yandan tarihi hükümet konağı binası (Artuklu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi) bir yandan Sabancı Müzesi binası fakat orada yıkıntı halinde bulunan medrese. Bu bizim içimize hüzne sebep oluyor. Çaresiz bir şekilde orayı izliyoruz.
Eğer Hüsamiye Medresesinin gün ışığına çıkarılıp restorasyanu sağlanabilirse diğer tarihi medreselerin de onarımı ve yaşama kazandırılması mümkün olacaktır. İlk çalışma başlarsa diğer medreseler de peyder pey yapılacaktır.
Mardin’de 62’ye yakın medrese olduğu ifade ediliyor.
Kasımiye, Zinciriye, Muzafferiye, Hüsamiye, Yakubiye, Saidiye, Yakutiye, Emineddin, Necmeddin, Ulucami, Şehidiye, Harzem, Dunaysır, Sıttı Radviye, Altınboğa, Latifiye, Marufiye, Bab-ı Sur Melik Mahmut, Haliliye, Şah Sultan, Şeyh Lıbban, Poladiye, Dara Medreseleri gibi.
Bu medreseler için medrese sevdalısı Mardinli hemşerilerimiz MADDER adlı Mardin’in Medreselerini Koruma Yaşatma Derneğini kurdular. Başkanlığını İbrahim Yüksel’in yaptığı dernekte Mardin’in önemli isimleri yönetim kurulunda yer almakta ve tarihi birikimi bilgisi ile Hacı Nihat Ayanoğlu hocamızda destek vermektedir.
Hüsamiye medresesi vakıasında maalesef çok büyük hayal kırıklığı yaşadığımızı ifade etmek gerekir. Medresenin koruma altına alınması restorasyan ve tadilatı için kurumlar biri diğerine topu atmıştır ve istenilen sonuca ulaşılamamıştır.
Kurulan dernek ile hayırseverlerin desteğiyle de bunun sivil insiyatif ile başarabileceğini düşünüyorum. Kamu kurum ve kuruluşlarının bunu pek başaracağını düşünmüyorum. Keşke yanılsam ve ilgili kuruluşlar bunu gerçekleştirebilse….!
2030 Mardinimizin tarihi vizyonu;
Mardin Kalesinin kuzey tarafının çelik bariyerle güçlendirilerek cami, pazar ve Zinciriye medresesi çıkış yerinin tadilat ve restorasyonu sağlanarak buranın kısmi de olsa ziyarete açılması ve vatandaşlarımızın kaleyi bu şekli ile ziyaret edebilmeleri.
Bir diğer vizyonda; 62 medresenin gün ışığına çıkarılarak gerekli kamulaştırma yapılarak, tadil ve restorasyonları tamamlanarak bunların sosyal kültürel varlık olarak hayatımıza ve yaşam alanımıza alınmaları.