İki arkadaş, bir ormanda ağaç kesiyorlardı. Birincisi sabahları erkenden kalkıyor, ağaçları kesmeye başlıyor, bir ağacı devirir devirmez, hemen ötekini kesmeye başlıyordu.
Dinlenmek bir yana, öğle yemeği için bile kendine zaman ayırmıyordu. Akşamları ise, arkadaşı eve döndükten sonra da çalışmasını sürdürüyor, ondan birkaç saat sonra evine dönüyordu. İkinci adam, ağaç keserken zaman zaman dinleniyordu. Akşam hava kararmaya başladığında ise, daha fazla çalışmaya gerek duymuyor, gecenin karanlığı bastırmadan evine dönüyordu. İkisi de çalışmalarını bir hafta bu biçimde sürdürdükten sonra, ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başladılar. Sonuç, ikinci adam için değil ama, birinci adam için çok şaşırtıcı çıktı. Çünkü arkadaşı, kendisinden daha çok ağaç kesmişti.
Birinci adam öfkelenerek "Nasıl olabilir bu, böyle?" dedi. "Ben senden daha çok çalıştım. Senden daha erken başladım işe, senden daha geç döndüm eve. Üstelik, gün boyu sen durup durup keyfine bakarken, ben soluk almaksızın sürdürdüm çalışmamı. Nasıl oluyor da, sen benden daha çok ağaç kesebiliyorsun?"
İkinci adam, öfkeli arkadaşını gülümsemeyle yanıtladı: “Ortada anlaşılmayacak bir şey yok ki" dedi. "Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinleniyor, bu arada da bir yandan baltamı biliyordum. İnsanın baltası keskin olunca, daha az çabayla kesebiliyor ağaçları."