Yanınızda olup işe yerleştirdiğiniz adam sandıklarınız da “sandık” çıkınca tam hayal kırıklığı yaşarsınız. Seçim öncesi verdiğiniz hizmetlerin sözü nasıl gerçekleşir diye karar kara düşünürsünüz.
Çanakkale muharebesinin nasıl yapıldığının tefekkürünü yaparsınız kendi içinizde. Bütün olumsuzluklara rağmen atalarımızın başarma ümidi size ümit verir. Bu hayalde iken SİT Alanında ki alt yapı arızaları, bazı mahallelere suyun verilemeyişi, alacaklı olan işçilerin tekrar hesaplarınıza konulan hacizden dolayı ödemelerin yapılamadığını duyarsınız tansiyonunuz fırlar.
İlk şaşkınlığınız, alt yapı çalışmaları için giden işçilerin belediye de araç bulamayışından dolayı cenaze aracını kullanmalarında yaşarsınız. İşçilerinize bir kanalizasyon arızası için talimat verdiğinizde kazma kürekleri ile cenaze aracına bindikleri gibi arıza yerine giderler. Vatandaş cenaze aracını görünce kim vefat etmiş diye düşünürken araçtan inen arıza ekiplerini gördüğünde şaşkınlığını sizinle paylaşır. Kazı için kepçe göndermek istersiniz, kepçeler kiralık oldukları için ve kira ücretleri ödenmediğinden kepçelerin gidemeyeceği söylenir size. Bu sefer azmediyorsunuz kepçe, kırıcı, grayder, silindir, kamyon, otobüs, taksi, pikap alacağız diye ve alırsınız. Yüreğinizin ateşi dinmez daha çok alıp rutin hizmetlerin daha hızlı ve çabuk yapılması için elinizden geleni yaparsınız. Ama birileri bunun dedikodusunu yine yapar. “Bu kadar araç aldın da mazotu nasıl yetiştireceksin, milletin parası bedava mı?” diye tezviratlar eleştiriler başlar. Rutin hizmetlerin yapılmasını sağlayacak araç gereç, iş makinalarını alıp belediyeyi araç kiralama probleminden kurtarmanız onlar için bir şey ifade etmez çünkü “fitne” ve “dedikodu ekibini” tatmin edemezsiniz.
ALT YAPIYI YAPMASAYDIN KARDEŞİM, KİM SANA YAP DEDİ
Alt yapı işini halletmek için proje çalışmalarınız 1 yıl sürer. Şehrin bütün alt yapısının yenilenmesi faturası önünüze gelir. Ve proje çalışmasında bulunanlar şöyle sonlandırır konuşmalarını. “Biz 1 yılda çizebildik siz 5 yılda yapımını bitirebilirsiniz ve eğer bunun yapımını düşünüyorsanız bir kez daha seçilemeyeceğinizi göz önüne alın”
Şimdi projelerin bitimine mi sevinirsiniz, size söylenenlere mi üzülürsünüz baka kalırsınız. Buna rağmen azmedersiniz ve bu işi yapacağınızı söylersiniz. Paranız yok İller bankasından borçlanmak için meclisten karar alırsınız, bakanlığa gönderirsiniz. Bakanlıktan gelen cevabi yazı; “mevcut borç stokunuzun fazlalığından dolayı borçlanmaya ilişkin izin talebiniz ret edilmiştir.” Yani sizden öncekilerin borç yükünden dolayı siz borçla iş yapamıyorsunuz. Kalın kaldığınız yerde. Ama yine çözüm üretme derdindesiniz. Konuyu başbakanınıza, partinizin ilgili bakan ve yetkili kurullarına arz edersiniz. Size çözüm bulurlar bir miktar para gönderirler fakat bir şartları var.
İhaleyi siz yapmayın valilik yapsın. Niye biz yapmayalım diye sorduğunuzda hacizli belediyesiniz sürekli kaynaklarınız haczedilmesin. Yani davul sizin boynunuzda tokmak başkalarının elinde. Buna da itiraz etmezsiniz. İhale yapılır işe başlanır size daha önce gönderilen parayı bu sefer valiliğe aktarmanız gerekir, bakarsınız ki yine işçi borcundan dolayı o paraya da haciz konulmuş. Yine avukat, adliye, dava ve haczin kaldırılması mücadelesi. Bütün bunlardan dolayı ölüp ölüp dirilirsiniz. Bu ara alt yapı çalışmaları devam eder ve herkes Mardin muhibbi kesilir. Size akıl satan mı, size hakaret eden mi, sizin yaptığınız işi beğenmeyen mi. Envaı çeşit itirazlar. Ama en önemlisi alt yapıdan dolayı tarihi yapıya zarar verdiğinizden bahisle sizi kültür varlıklarına şikâyet etmeleridir. Kültür varlıkları kurulu da kültüre çok önem verdiği için ve kültür katliamını durdurmak için kendisinin daha önce kendi verdiği izni iptal edip çalışmalarınızı durdurması icraatı işin en önemli kısmını oluşturuyor.
1950’den beri 5 defa kazılan Mardin, alt yapı çalışmaları döneminde, kültür varlığı tahrip ediliyor iddiası ile işleriniz durduruluyor. Hem de en sıkıntılı bölge olan 1. Cad.’ nin çalışmaları sırasında. Konuyu anlatıyoruz, izah ediyoruz ve zar zor ikna edebiliyoruz kültür varlıkları koruma kurulu ve yönetimini.
Yönetimin içindeki iyi insanlar ve Mardinli hemşerilerimiz konuya duyarlılık gösteriyor. Toplantıyı Mardin’de gerçekleştiriyoruz sırf meseleyi anlamaları için. Bu şikâyetler çalışmalarımızı 6 ay geciktiriyor. Fatura bize kesiliyor. Caddenin hangi taş ile bezeneceği de kurul karar verecek, parke taşı kabul etmeyerek, 1. Cad. bazalt taş yapılma kararı veriliyor. Altı şöyle üstü böyle. Millet ayağa kalkıyor isyan ediyor, bizi protesto ediyor kurulun cevabı; “yapmasaydın kardeşim, kim sana alt yapı çalışması yap dedi” diye kestirip atıyor.,Hizmet yapmanın bedeli ağır oluyor ya işte böyle. Birilerinin sizin hesabınıza meyhane pilavı yapıp dağıtması gibi. Faturayı da size ödettirirler. Siz de buna hizmet dersiniz ve bedelini siz ödersiniz. Yine olsun dersiniz, şehrim kazanacaksa ben kaybedeyim diyorsunuz. Bunun altında da buzağı ararlar.
Alt yapı çalışmaları devam ederken iki de bir kazı olmasın diye TEDAŞ ve TELEKOM’a gittik derdimizi anlattık onlarda gelip hatlarını değiştirsinler diye. Alt yapı çalışmalarının bittiği yerde TEDAŞ giriyor, TEDAŞ’ın çıktığı yerden bu sefer TELEKOM giriyordu. Ama her seferinde iş uzuyor vatandaştan fırçayı yiyorduk. Yine de olsun Mardin gelişsin, turizm şehri olsun diyorduk. (Devamı var……)