ELEKTİRK
Mehmet Beşir Ayanoğlu
Köşe Yazarı
Mehmet Beşir Ayanoğlu
 

DEPREM GERÇEKLERİ…..

200 sene içerisinde Türkiye'de 13 deprem richter ölçeğine göre 7'nin üzerinde olmuştur.  6/Şubat/2023 tarihinde yaşadığımız iki deprem ise ilk defa 9 saat arayla bu kadar şiddetli bir şekilde aynı yerde meydana gelmiştir…… K.Maraş'ın dağ silsilesinde yaklaşık 40 km'lik bir yarık oluşmuştur. Bu olağanüstü bir durum.  Bu iki depremden dolayı, Türkiye coğrafyası 3 metre, Arap Yarımadası'na doğru kaymıştır.  "9 saat gibi çok kısa bir zaman aralığında" 7'nin üzerinde aynı bölgede iki ayrı deprem olduğu bugüne kadar dünyada hiç görülmemiş ve yaşanmamış bir olaydır.  Mesele üzerinde polemik oluşturmak isteyenler  Japonya'daki depremlerle yaşanılan bu depremleri kıyaslamaya çalışıyorlar ve burdan hareketle siyasi malzeme elde etmeye çalışıyorlar.    Bu yanlış…..! Japonya'da yaşanan deprem; kıyıdan 110 km. açıkta, okyanusun 28 km. altında yaşanmıştır. Bizim yaşadığımız bu depremler ise yeryüzüne sadece 7 km. gibi çok çok yakın mesafe de olmuştur.  İkinci en önemli fark ise, iki depremin arasındaki süredir. Japonya'daki deprem 36 saniye sürmüş, bizde 6 Şubattaki yaşanan depremler ise toplamda 103 saniye gibi bugüne kadar yaşanmamış bir uzunlukta sürmüştür.                                                                Bu depremler o kadar büyük ve şiddetli depremler ki; Trabzon'dan Hatay'a (885 km) Eskişehir'den Kars'a kadar (1340 km) büyük bir coğrafyada çok ciddi şekilde hissedilmiştir.  Peki bu depremin yıkım  gücünü nedir veya ne kadardır…? 8 şiddetindeki bir deprem; 60 megatonluk bir atom bombası kadar enerji üretir.  6/Şubat/2023 tarihinde yaşadığımız iki deprem 7.7 ve 7.6 şiddetindeydi.  Şu an dünyadaki en güçlü nükleer savaş başlığı sadece 2 megaton!  işte bu kadar büyük coğrafyada, bu kadar etkili olmasının sebebi yere yakınlığı ve çok uzun sürmesindendir. Yani dünkü deprem; 120 megaton güç çıkışı ile tarihte görülmemiş bir enerji boşalmasına sebep olmuştur. (60 Nükleer bomba gücünde bir enerjiden bahsediliyor.) Devlet, millet ile el ele bir mücadele yürütürken; -Kısa gün karı için siyaset yapılmaz, -Hesap sormak için açık aranmaz.  -Olmamış vakayı olmuş gibi anlatmak, haberleştirmek algı operasyonuna açık bir provokasyondur. -Bölgede sahayı ve vakıaları iyi bilen haberciler ve yetkililer dışında haber paylaşımı yapılmamalı. -Umutsuzluk duygusu pompalanmamalı. -Yapılan yardımlarla şov yapılmamalı. -Ortak acılar ve ölümler üzerinden siyaset yapılmamalı. -İnsanlar kan ağlarken komiklikler, şakalar, espiriler yapılmaz. -Bu zor günde; insanlar etnik kökene, inanca, partiye göre ayrılmaz, ayırım yapılmamalı.  -Yük alınır yük olunmaz. -Fırsatçı olunmaz. Depremler kar gibi, yağmur gibi, bir doğa olayıdır.  Eskiler buna Adetullah demişler. Yüzyıllardır oluyordu, hala oluyor, olmaya da devam edecek. Bunu önlemek zor, ama önlem almak mümkün. Bundandır uzmanlar “deprem öldürmez, binalar öldürür” derler. Öyleyse depreme değil binaya odaklanmalı. Kışın üşümemek için sıcak mekân ve kalın giysi neyse, deprem için sağlam bina odur. İşte böyle, deprem bize ne yapmamız ve nereye odaklanmamız gerektiğini öğretiyor. Bunu öğrenmemiz gerekiyor. Ama olmuyor. Kur’an’da geçtiği gibi “Şüphesiz insan çok zâlim ve câhildir” (33/72).  Bilmek istemez de en önce kendine zulmeder, ardından hayıflanır ama iş işten geçer, nice canlar gider, bir şey gelmez elinden, her şey biter, arkasından ancak gözyaşı döker.   İmam Matüridî ne güzel demiş:  “İnsan fıtratını yani yaratılış saflığını korursa, aklını ve duyularını doğru kullanırsa hem kendini bilir hem de Rabbini……..”  Aklını doğru kullanın, aklı selimle hareket eden, tahrik ve tahkir etmeyen, hayra davet eden, iyilikleri artıran insanlardan olma temennisiyle….. Depremde vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. 
Ekleme Tarihi: 11 Şubat 2023 - Cumartesi

DEPREM GERÇEKLERİ…..

200 sene içerisinde Türkiye'de 13 deprem richter ölçeğine göre 7'nin üzerinde olmuştur. 
6/Şubat/2023 tarihinde yaşadığımız iki deprem ise ilk defa 9 saat arayla bu kadar şiddetli bir şekilde aynı yerde meydana gelmiştir……
K.Maraş'ın dağ silsilesinde yaklaşık 40 km'lik bir yarık oluşmuştur. Bu olağanüstü bir durum. 
Bu iki depremden dolayı, Türkiye coğrafyası 3 metre, Arap Yarımadası'na doğru kaymıştır. 
"9 saat gibi çok kısa bir zaman aralığında" 7'nin üzerinde aynı bölgede iki ayrı deprem olduğu bugüne kadar dünyada hiç görülmemiş ve yaşanmamış bir olaydır. 
Mesele üzerinde polemik oluşturmak isteyenler 
Japonya'daki depremlerle yaşanılan bu depremleri kıyaslamaya çalışıyorlar ve burdan hareketle siyasi malzeme elde etmeye çalışıyorlar. 

 

Bu yanlış…..!
Japonya'da yaşanan deprem; kıyıdan 110 km. açıkta, okyanusun 28 km. altında yaşanmıştır.
Bizim yaşadığımız bu depremler ise yeryüzüne sadece 7 km. gibi çok çok yakın mesafe de olmuştur. 
İkinci en önemli fark ise, iki depremin arasındaki süredir.
Japonya'daki deprem 36 saniye sürmüş, bizde 6 Şubattaki yaşanan depremler ise toplamda 103 saniye gibi bugüne kadar yaşanmamış bir uzunlukta sürmüştür.                                                               
Bu depremler o kadar büyük ve şiddetli depremler ki; Trabzon'dan Hatay'a (885 km) Eskişehir'den Kars'a kadar (1340 km) büyük bir coğrafyada çok ciddi şekilde hissedilmiştir. 
Peki bu depremin yıkım  gücünü nedir veya ne kadardır…?
8 şiddetindeki bir deprem; 60 megatonluk bir atom bombası kadar enerji üretir. 
6/Şubat/2023 tarihinde yaşadığımız iki deprem 7.7 ve 7.6 şiddetindeydi.  Şu an dünyadaki en güçlü nükleer savaş başlığı sadece 2 megaton! 
işte bu kadar büyük coğrafyada, bu kadar etkili olmasının sebebi yere yakınlığı ve çok uzun sürmesindendir. Yani dünkü deprem; 120 megaton güç çıkışı ile tarihte görülmemiş bir enerji boşalmasına sebep olmuştur.
(60 Nükleer bomba gücünde bir enerjiden bahsediliyor.)
Devlet, millet ile el ele bir mücadele yürütürken;
-Kısa gün karı için siyaset yapılmaz,
-Hesap sormak için açık aranmaz. 
-Olmamış vakayı olmuş gibi anlatmak, haberleştirmek algı operasyonuna açık bir provokasyondur.
-Bölgede sahayı ve vakıaları iyi bilen haberciler ve yetkililer dışında haber paylaşımı yapılmamalı.
-Umutsuzluk duygusu pompalanmamalı.
-Yapılan yardımlarla şov yapılmamalı.
-Ortak acılar ve ölümler üzerinden siyaset yapılmamalı.
-İnsanlar kan ağlarken komiklikler, şakalar, espiriler yapılmaz.
-Bu zor günde; insanlar etnik kökene, inanca, partiye göre ayrılmaz, ayırım yapılmamalı. 
-Yük alınır yük olunmaz.
-Fırsatçı olunmaz.

Depremler kar gibi, yağmur gibi, bir doğa olayıdır. 
Eskiler buna Adetullah demişler. Yüzyıllardır oluyordu, hala oluyor, olmaya da devam edecek. Bunu önlemek zor, ama önlem almak mümkün. Bundandır uzmanlar “deprem öldürmez, binalar öldürür” derler. Öyleyse depreme değil binaya odaklanmalı. Kışın üşümemek için sıcak mekân ve kalın giysi neyse, deprem için sağlam bina odur.
İşte böyle, deprem bize ne yapmamız ve nereye odaklanmamız gerektiğini öğretiyor. Bunu öğrenmemiz gerekiyor. Ama olmuyor. Kur’an’da geçtiği gibi “Şüphesiz insan çok zâlim ve câhildir” (33/72). 
Bilmek istemez de en önce kendine zulmeder, ardından hayıflanır ama iş işten geçer, nice canlar gider, bir şey gelmez elinden, her şey biter, arkasından ancak gözyaşı döker.

 

İmam Matüridî ne güzel demiş: 
“İnsan fıtratını yani yaratılış saflığını korursa, aklını ve duyularını doğru kullanırsa hem kendini bilir hem de Rabbini……..” 
Aklını doğru kullanın, aklı selimle hareket eden, tahrik ve tahkir etmeyen, hayra davet eden, iyilikleri artıran insanlardan olma temennisiyle…..
Depremde vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.