2023 genel seçimleri çok çetin geçeceği açık. Seçmen profili, seçmenin beklentileri, var olan deprem gerçeği, ekonomik durum bu minvalde bakıldığında farklı farklı talep ve yorumlar ortaya çıkmaktadır….
Türkiye’de artık nüfusun en büyük büyük dilimini; beyaz yakalı ya da vasıflı genç kesim oluşturuyor. Bu gençlerin önemli kısmı iş aramakta, diğer kısmı da ücretli-maaşlı olarak çalışmaktadır. Kendi işini kurup hesabına çalışan profesyoneller de var.
Bilgi ekonomisine geçiş hızlandıkça en hızlı büyüyen kesim bunlar.
Konum ve kariyerleri sermayeye değil; eğitime ve uzmanlığa bağlıdır. Yani aldıkları eğitim onları farklı kılmaktadır……
Tıbbi sekreterler, sekreterler, öğretmenler, hemşireler, teknisyenler gibi. Bunlar kol emekçilerine yakın.
Diğer uçta ise üst düzey yöneticiler, yüksek bürokratlar var.
Bir kısmı kendi hesabına çalışan çok sayıda yeni orta sınıf profesyoneller de var; eczacı, muhasebeci, doktor, avukat, maliye, güvenlik, yargı, eğitim, sağlık, kültür vb. gibi faaliyetlerde beyaz yakalı istihdam edilen gençler var…..
Ve asıl önemlisi yeni teknolojilerle birlikte ortaya çıkan ve çoğalanlar. Araştırmacılar, yazılımcılar, tasarımcılar, yapay zekâ ve robotik mühendisleri, drone pilotları, insan kaynakları, sentetik biyoloji uzmanları, bilgi teknolojileri mühendisleri gibi.….
Seçimde bu kitlenin oyunu kazanabilmek için;
1) Bu sınıfa mensup seçmenlerin iş ve kariyer ile ilgili sorunlarını makul şekilde çözebilecek projelerle ikna etmek gerekir. Çünkü dünyayı bir tık internet üzerinden okuyabilen bu gençler, sorunlarının çözümünü popülist yaklaşımlarla değil, anlaşılabilir, makul ve mantıklı yaklaşımlarla çözülebilirliğini anlatmak ve inandırmak gerekir.
2)Demokrasi, insan hakları, örgütlenme özgürlüğü ve ifade hürriyeti konusunda bu sınıfın ikna edilmesi gerekir. 15 Temmuz darbe girişimi, pandemi, ekonomik kriz gibi toplumsal meseleler sonrası ülkede oluşan ağır iklimin dağıtılması ve bireysel özgürlüklerin anayasa teminatı altında devam ettiği/edeceği hususlarının bu kitlelere inandırılması gerekir.
3)Bu kitle ve kitlelerle, uzun döneme yayılacak biçimde, sık aralıklarla, yüz yüze, samimi ilişkiler kurmak gerekir. Dertlerini, sorunlarını, ihtiyaçlarını dinlemek buna göre politika geliştirmek aciliyet kesbeden bir husustur.
3) Gerek konvansiyonel gerek teknolojik ve yeni teknolojilerden yararlanılarak geliştirilen yöntemlerle interaktif diyaloğa geçmek gerekir……
4) Toplumda eğitim ve refah düzeyi yükseldikçe bireyselleşme eğilimi de güçleniyor. Buna paralel olarak özel yaşama, kültüre, sanata ve sağlığa verilen önem de artıyor. Yeni yaşam biçiminden dolayı siyasi partilere katılma isteği düşüyor. Siyasi partilere güven de azalıyor. Bunu önleyecek mekanizmalar geliştirmek ve seçmeni tekrar siyaset ile buluşturmak için yeni metodlar ortaya çıkarmak gerekiyor.
Bu çerçevede bireylerin; özel yaşam, kültür, sanat, tarih, sağlık vb alanlarda yeni retorikleri ve çözümler sunulmalıdır.
5) Gençler; resmi, hiyerarşik, itaat isteyen örgüt yapılarından ürküyorlar artık. Kendini bir siyasi partiye adamış dava, görev, misyon adamı olmaktan çekiniyorlar. Gençler depolitize olmuş vaziyetteler.
Tekrar siyasetin hizmet üreten alan olduğuna onları ikna etmek lazım. Bunun başarılması gerekiyor….
6) Eğitimli, beyaz ve vasıflı/örgütlü mavi yakalı gençler daima bölüşümcü, eşitlikçi politikalardan yana olmuşlardır. Yoksulluğu yenme, adil ve hakkaniyetli uygulamalar, tabana yayılan adil vergilendirme, güçlü sosyal devlet, kapsayıcı eğitim ve sağlık politikalarını hep savunagelmişlerdir.
Bu talepleri iyi formüle ederek gençlerin iktidara gelecek olan partinin bunları çözebileceğine inandırmak gerekiyor.
Kitleleri etkileyebilecek söylem ve politikaları şöyle sıralayabiliriz;
-sürdürülebilir bir kalkınmanın nasıl sağlanacağını,
-İşsizliğin nasıl yönetileceği ve düşürüleceğini,
-ekonomik, sosyal ve kültürel eşitsizlikleri nasıl azaltılacağını, -sosyal hukuk devletini ve demokrasiyi nasıl daha aktif inşa edileceğini,
-eğitim, bilim ve teknolojide hızlı bir sıçramayı nasıl gerçekleştirileceğini,
-depreme karşı önlemler başta olmak üzere,
çevreyi nasıl koruyacağını en iyi şekilde ortaya koyması ve her vatandaş kadar ama öncelikle diğerlerini etkileme kapasitesi yüksek olan bu kesimlere aktarılması hedeflenmelidir.
-en önemli husus seçilenlerin; ahlak, adalet ve hakkaniyet sınırları çerçevesinde görev yapacakları bu çerçevede; hesap verilebilirlik, açıklık, şeffaflık, liyakat, istişare, dayanışma ve danışma ilkelerine uyacaklarının ve bunu ortaya koyacaklarına dair algı ve inancın kitlelere inandırmaları gerekiyor.
-siyaset rant üreten, rant dağıtan bir anlayışla değil, hizmet üreten hizmet dağıtan bir anlayışla yapılmalıdır.
-Hakim değil hadim (hizmet) bir anlayışla yapılmalıdır.
Siyasetin yeni konsepti bu minvalde olmalıdır……