BEDENDEKİSU Çölde su yok ama kaktüs çiçeği suyu depolar ve su peşindedir her zaman. Su olmazsa yaşam olmaz. Canlılar sudan her ne kadar vazgeçmiş ise de su canlılara yaşam gücü vermiştir ve hem insanlardan hem de diğer canlılardan vazgeçmemiştir. Örneğin, dünya dışında bile su ihtiyacı olması gerektiği Mars gezegeninde suyun bulunmasıyla yaşamın olacağına bir işaret olarak anlaşılmaktadır... Yeterince su içmeyen hem kendisiyle barışık değildir hem de vücuduyla... Çünkü beynin büyük bir kısmı tam olarak sudan oluşmaktadır. Zaten bütün vücudun 75% oranındakiağırlığı bilindiği üzere yine sudur. Bu durumda beynini kullanamayan vücudunu da tam olarak kullanamaz denilebilir. Özellikle, su vücudun kurumaktan kurtaran yekta sıvıdır. 15-16 saat gibi uzun süren bir açlıktan sonra veya oruçlu iken akşama doğru ağızdan kötü bir koku gelmesi vücuttakisu kıtlığının göstergesidir. Anlaşıldığı üzere, vücudun en önemli besin kaynağı aslında sudur. Dikkat edilmesi gereken husus şudur ki fazla su tüketimi olduğu takdirde vücuttakimineraller yani tuz vücuttan atılır ve vücut komaya girer ki bunun göstergesi kalp atışlarında artış ve kaslarda kramp oluşumudur. Neticesi ölümle sonuçlanabilir. Bu nedenden dolayı insanı yaşama bağlayansu olduğu gibi suya eşlik edecek ve yaşamı sürekli kılacak ancak tuzdur. Tuzun fazla alınması durumunda vücutta kilo oluşumuyla ödem yani su toplanmasına sebep olabilmektedir. Fakat su-tuz ihtiyacı hiçbir zaman bitmemiştir insanoğlu için… Gelişme hormonları su ihtiyacı için vücudu uyarır, gelişme çağı bitince bu uyarı biter. O nedenle sadece susayınca su içilmemesi lazımdır. Fakat maalesef suya bakarak kurumaktayız. Zaten kanın 95% oranını su oluşturur. Bu nedenle kan vücudun en ücra köşesine gidebilmesi için ve kurumayı engelleyebilmesi için tuz yemek elzemdir. Vücut yararı için içilen suyun miktarıyla beraber, kalitesi de önemlidir. Suyun yerine başka hiçbir sıvı tutamaz. Su yerine sıvı demek de yanlıştır. Hala su ile sıvı arasındakifarkı bilim dünyası tam ayırt edememiştir. Eğer su yerine başka sıvı alınırsa ne olur. Hâlbuki Anadolu’da ve Asya’da su yerine siyah çay içilir ve sanki yerini tutar gibi bir inanış vardır. Avrupave Amerikatoplumlarındaise kahve kültürü meşhur olup aynı şekilde suyun yerini tuttuğu kabul edilir. Mesela siyah çayınvücudun suyunu çektiği halk arasında kanser yaptığı söylenir. Limonata ve kola içilince su olarak algılanır fakat vücut bu durumda vücuda giren sıvıyı su ile atar. Bu durumda vücutta susuzluk artar ve bu durum ortadan kalkıncaya kadar su ihtiyacı devam eder. Kafein içerikli sıvıları alınınca vücuttaki su daha fazla azalır ve vücut sinyal vererek su talebinde bulunur. Bu sinyal yanlış anlaşılarak açlık olarak algılanır. Bu durumda yemeğe dayanılır ve kilo alınmaya başlanarak obezite olunur.