Artuklular döneminde Kasımiye medresesinde ve diğer medreselerde kurulan sağlık teşkilatıyla eğitilen kırık çıkık ortopedi uzmanları o dönemde önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu eğitim geleneği kuşaktan kuşağa ve aileden aileye de aktarılmıştır.
Mardin’in ara sokaklarının inişli çıkışlı olması, dam kültürü
ayrıca kış günlerinde kar yağışı ve buzlanma sebebiyle hemşerilerimizin düşmesi sonucu
vücutlarının farklı yerlerinde kırıklara veya çıkıklara neden olurdu. Bu durumla karşılaşanlar- sağlık teşkilatının yaygın olmadığı 40-50 yıl önceki dönemde- kırık çıkıkçıya başvururlardı.
Mardin'de meşhur Beytil Kovšálli ailesi ve bu aileye mensup Ammo Amsih ayrıca Yücesoy ailesinden ve Kabalalı bir kaç hemşerimizin bu dalda uzman oldukları anlatılır.
Bu dalda kendini ispatlamış başka bir isim de rahmetli Imhemmet Rûhó (Mehmet Gürel)’idi.
Ammo Imhemmet Rûhó (Mehmet Gürel) askerdeyken kendisine teslim edilen atların birinin ayağı kırılır. Komutanın emri; bu atın salınması yada kafasına sıkılarak itlaf edilmesi şeklindedir.
Ancak Ammo Imhemmet Rûhó
bu atı alır tavlanın gizli bir yerinde kırılan ayağını yerine getirerek bağlar, sarmalar ve tedavi eder.
İlk günlerde atın ayağı bayağı şişer ama süreç içerisinde yavaş yavaş at ayağını salmaya zor da olsa yürümeye başlar. Askerlerden biri gidip komutana bu durumu şikayet eder. Komutan emre itaatsizlikten Ammo Imhemmet Rûhó’ya ceza verir ve tavla sorumluluğunu kendisinden alıp başkasına verir.
Bir süre sonra atın yürüyüp koşmaya başlaması üzerine komutan bu duruma şaşır ve verdiği ceza nedeniyle kendi içinde sıkıntı yaşar.
Ammo Imhemmet Rûhó’yu çağırır tavlaya bakma görevini tekrar ona iade eder ama şikâyetçi askerle bu meseleden dolayı kapışır ordan bir süre ceza alır ama kırık çıkık mesleğini devam ettirir.
Ammo Imhemmet Rûhó asker dönüşünden maliyeye memur olarak atanır ve burada çalışmaya başlar ama kırık çıkık mesleğini memuriyet mesleği ile birlikte devam ettirir ve bu konuda geniş bir çevre edinir.
1970’li yıllarında çaresiz bir baba kafa üstü düşmüş ve kafatası çatlamış çocuğuyla birlikte Ammo Imhemmet Rûhó’ya gelir.
O yıllarda Mardinde ortopedi uzmanı hekim olmadığından bu amca bayağı dolaşır ama kimse cesaret edip tedavi edemediğinden Ammo Imhemmet Rûhó’ya başvurur.
Ammo Imhemmet Rûhó çocuğu karşısına alır başını muayene eder. Bu ara çocuğun saçları bayağı uzun. Ammo Imhemmet Rûhó çocuğun babasına dönüp;
-“Bak ben bu çocuğuna müdahale edeceğim ama yarın bir sakatlık kötü durum (ölüm)olursa şikayetçi olmayacaksın” diye söz alır.
Ammo Imhemmet Rûhó, çocuğun baş kısmındaki kırık yer hariç bütün saçlarını sıfır numara keser. Tabi çocuk ağrısından duramıyor.
Çocuğun babasına;
“Sen sıkı tut kalan saçlarından asılıp kırık yeri yerine getireceğim”der.
Ammo Imhemmet Rûhó, çocuğun çukur şeklinde oluşmuş kırık yerdeki saçlarını çekmeye başlar. Çocuk acı ve ızdıraptan kıvranır.
Çöken kafatası yerini yavaş yavaş yerine oturtur ve ufak bir tahta parçasıyla sıkıştırıp çene altından sıkıca bağlar. Sonuç çocuk ilerleyen aşamada iyileşir normal günlük yaşamına döner.
Dönemin Mardin Valisi Celal Kaya Can’ın kızı kolu kırılır ve bunu Ammo Imhemmet Rûhó tedavi eder ve kız iyileşir.
Celal Kaya Can vali hiper aktif yerinde durmayan bir zat. Bir gün bel rahatsızlığı çeker, doktor ilaç derken netice alamaz. Konağında nöbet tutan polis ve bekçileri çağırır ve onlara
-“Gidin maliyeden bana Ammo Imhemmet Rûhó’yu getirin” diye emir verir.
Görevliler gelir Ammo Imhemmet Rûhó’ya
-“Gel vali bey seni istiyor.”
Ammo Imhemmet Rûhó endişe ile görevlilere;
-“Babam benim valiyle ne işim var!” diye söyler. Fakat defterdarın emriyle çantasını alır ve vali beyin konağına gider.
Konakta Celal Kaya Can vali gayet sakin ve mükemmel bir dille hastalığını anlatır ve Ammo Imhemmet Rûhó’ya hitaben;
-“Yalnız iyileşmesem kendine yer beğen” diye ikaz eder.
Ammo Imhemmet Rûhó başlar kıvranmaya. Başlar kendi kendine;
-“Allahım nerden çattım bu belaya sen yardım et.” diye dua eder.
Ammo Imhemmet Rûhó, Kaya Can valiye müdahale ve tedaviye başlar ama korkusundan neren ağrıyor diye soramaz. Yavaş yavaş bel kısmına dokunmaya başlar tam ağrıyan bölgeye dokunur bu defa vali beyden tepki gelir.
Vali Kaya Can;
-“Yavaş tamam burası” der.
Ammo Imhemmet Rûhó başlar hacamata ve tedaviye. Hacamattan sonra bir güzel bağlar, sarmalar tahta üstünde yer yatağı yaptırır ve
Kaya Can valiye hitaben;
-“Sayın valim bir hafta yer yatağında yatacaksınız, ondan sonra gelir sargıları çıkartırım” der.
Aradan bir hafta geçtikten sonra Vali Celal Kaya Can şifa bulur.
Ammo Imhemmet Rûhó’ya bel fıtığı veya ağrısı ile sedyede gelenlerin, tedavi sonrası ayaklarıyla oradan çıkıp gittikleri anlatılır.
Ammo Imhemmet Rûhó; kırık-çıkık, incinmeler, bel ağrıları, kaburga çatlakları gibi hastalıklara iyi gelen “melcémé’yi “ (ağrı/yakı bantları) tavsiye eder ve yaptırtırdı. Ayrıca taraf(kuyruk yağı)+bal karışımı bandajı da tavsiye ettiği oluyordu.
Melcéméyí (Yakı bandı); asfalt ve çekem çekirdeğinin (misket büyüklüğünde) bir arada dövülüp sıcak ateşte eritilerek beyaz bir bez parçası üzerinde serilerek kurtulduktan sonra kullanıma hazır hale getirilirdi.
Bu yakı bandı (Melcéméyí) kırık, çıkık veya ağrıyan yere yapıştırılır ve 10/15 günlük bekleme süresinden sonra çıkarılırdı. Acının giderildiği, kırıkların düzeldiği tecrübe ile de sabitti. Tabi önceden kırıklar için alçı kullanılmadığından bu yakı bandını (Melcéméyí) tavsiye ederdi. Ve kırıklar bu şekilde tedavi ettirtirdi. Halen Mardin’de demirci ustası bazı hemşerilerimiz bu “melcéméyí” yapmaktadır.
Tabi anlattığımız dönem 40-50 yıl önceki dönemler olup sağlık teşkilatının sınırlı hizmet verdiği, ortopedi uzmanlarının büyükşehirlerde olduğu ve imkanların az olduğu dönemlerdi.
Bu tür tedavilerin uzman ortopedi hekimlerinde yapılması yaptırılması, çekilecek röntgen filmi sonrası tedavinin yapılabileceğini ifade etmek gerekir. Uzman ortopedi uzmanı olmadan bu tedavilerin yapılmaması gerektiğini de ifade edelim.
Bu öykü ile amacımız geçmişte Mardinli hemşerilerimizin bu tür vakıalar da nasıl tedavi oldukları ve bu tedaviyi yaptıran şahısları hayırla yad etmektir.
Vefat eden Ammo Imhemmet Rûhó (Mehmet Gürel)’ya Allah’tan rahmet, yakınlarına da baş sağlığı diliyoruz.
Bu yazının hazırlanmasında bize desteği olan Aziz Gürel abimize teşekkür ederim.
Not: Bu yazı ve kırık çıkık tedavisine ilişkin anektod, bilgi ve notların mesajlar kısmına yazılmasını rica ediyorum.