ELEKTİRK
Yaşar Değirmenci
Köşe Yazarı
Yaşar Değirmenci
 

Peygamberimizden Hastalıklarımıza Reçete

Reçetenin ilaçlarını alıp kontrol ediyor, takibini yapıp son durumumuzla ilk durumumuzun kıyasını yapıyorsak bu mübarek ayda da Peygamberimizin reçetesindeki tavsiye ve dikkat ilaçlarımızı alalım. * Resûlullah aleyhisselam Ramazan’dan önce Şaban ayının son günü bize hitap etti ve şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Sizin üzerinize büyük bir ay belirmiştir. Bu ay, mübarek bir aydır. İçinde bin aydan daha hayırlı olan bir gecenin bulunduğu bir aydır. Allah bu ayda oruç tutmayı farz kıldı ve gecesini de nafile ibadetlerle değerlendirmenizi istedi. Kim bu ayda Allah’a yakınlaşmak için bir hayır işlerse bu ayın dışında bir farzı yerine getiren kişi gibi olur. Kim bu ayda bir farzı yerine getirirse, bu ayın dışında yetmiş farzı yerine getirmiş kimse gibi olur. (Sevap kazanır.) Bu ay sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise, cennettir. Bu ay, hayır ve iyilik ayıdır, müminin rızkının arttığı bir aydır. Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur. * Bu ayı dünyevi koşuşturmalar, geçici gündemler, boş tartışmalar ve gereksiz kaygılarla heba etmememiz içindir. Çünkü bu ayda öyle bir gece vardır ki, tam bin aydan yani 83 yıllık bir ömürden daha hayırlıdır. Bu ayda yapılan nafileler bir farz kadar, bir farz ise yetmiş farz kadar sevapla karşılık bulur. * Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:  “Rabbim bana dokuz şey emretti:  Gizli halde de açık halde de Allah’tan korkmak, öfke halinde de rıza halinde de adaletli olmak, fakirlikte de zenginlikte de iktisatlı olmak, benden kopana da sıla-ı rahim (dostluk) yapmak, beni mahrum edip bir şey vermeyene de vermek, bana zulmedeni bile affedebilmek, susma halimin tefekkür olması, konuşma halimin zikir olması, bakışımın ibret olmasını ve sürekli marufu (doğru ve güzel olanı) emretmek.”  * Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak insanlarla olan ilişkilerimizde şu altı nebevi prensibi uygulamaya gayret edelim. Peygamber Efendimiz aleyhisselam buyuruyor ki: “Siz kendi adınıza bana altı şeyi garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin. Vaat ettiğiniz zaman vadinizi yerine getirin. Size bir şey emanet edildiğinde emanete riayet edin. İffetinizi koruyun. Harama bakmaktan sakının ve elinizi haramdan çekin.” Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak insanları bizden uzaklaştıracak, yaptığımız güzel işleri mahvedecek ve bize Allah’ın rızasını kaybettirecek şu altı kötü huydan uzak duralım. Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak Allah’ın razı olduğu şu üç ilkeye sarılalım, Allah’ın razı olmadığı şu üç kötü ahlaktan da uzak duralım. Peygamberimiz aleyhisselam buyuruyor ki:  “Allah, sizin üç şeyinizden hoşlanır, üç şeyinizden de nefret eder. Hoşlandığı şeyler: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan O’na ibâdet etmeniz. Allah’ın ipine sımsıkı sarılmanız ye ayrılığa düşmemeniz, Allah’ın idarenizi eline verdiği kimselerin (İslâm’î emirlere göre idare eden idarecilerin) hayır ve iyiliğini dilemeniz. Sevmediği şeyler ise şunlardır: Dedikodu etmeniz, yerli yersiz çok soru sormanız ve faydasız yere malınızı zayi etmeniz.” * İbadetlerin hedefi; insani ilişkileri güzelleştirmektir. Hz. Peygamber (a.s.): “Nice oruç tutanlar var ki tuttukları oruçtan kendilerine kalan sadece açlıktır” buyuruyor. Çok çarpıcı bir ifade... Oruçtan kendilerine kalan sadece açlıktır. “Nice namaz kılanlar var ki kıldıkları namazdan, gecelerini kıyamla geçirmekten kendilerine kalan sadece uykusuzluktur.” Ne kadar tehlikeli. Yaptığımız ibadetlerin ecir ve mükâfatını görmeme tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz. “Bir kimse yalan söylemeyi, yalanla hareket etmeyi, yalancılıkla meşgul olmayı, yalana göre davranmayı bırakmazsa Allah’ın böyle bir kimsenin aç ve susuz durmasına ihtiyacı yoktur.” İbadetler insanı çirkinliklerden uzaklaştırmalıdır. Oruç bizi tutmalı. Namaz, zekat... ibadetler kendimizi yalana karşı tutmamıza, kendimizi gıybete karşı tutmamıza, kendimizi harama bakmaya karşı tutmamıza, kendimizi haram lokma, devlet hakkı, kul hakkı, kamu hakkı, faiz, içki vb. Rabbimizin yasakladıklarına karşı tutmamıza vesile olmalıdır. İbadetler Müslümanın ahlakını güzelleştirmeli; güzelleşen ahlakını gören başka insanlar acaba bu insanı bu kadar güzelleştiren sebep nedir diye sormalı. O sebebin iman ve imanın gereği olarak yerine getirdiği ibadetler olduğunu görmeli ve o da ibadetlere özenmelidir. Allah’a hakkıyla iman eden kimse, salih amel işlemeli, ibadetlerini yerine getirmeli, Rabbin razı olduğu bir kul olmaya gayret etmelidir. Rabbimiz ibadet ve taatlerimizi, oruç, namaz, zekât, hac gibi ibadetlerimizi; ahlakımızın güzelleşmesine, imanımızın kuvvetlenmesine vesile kılsın…
Ekleme Tarihi: 16 Nisan 2022 - Cumartesi

Peygamberimizden Hastalıklarımıza Reçete

Reçetenin ilaçlarını alıp kontrol ediyor, takibini yapıp son durumumuzla ilk durumumuzun kıyasını yapıyorsak bu mübarek ayda da Peygamberimizin reçetesindeki tavsiye ve dikkat ilaçlarımızı alalım.

* Resûlullah aleyhisselam Ramazan’dan önce Şaban ayının son günü bize hitap etti ve şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Sizin üzerinize büyük bir ay belirmiştir. Bu ay, mübarek bir aydır. İçinde bin aydan daha hayırlı olan bir gecenin bulunduğu bir aydır. Allah bu ayda oruç tutmayı farz kıldı ve gecesini de nafile ibadetlerle değerlendirmenizi istedi.

Kim bu ayda Allah’a yakınlaşmak için bir hayır işlerse bu ayın dışında bir farzı yerine getiren kişi gibi olur. Kim bu ayda bir farzı yerine getirirse, bu ayın dışında yetmiş farzı yerine getirmiş kimse gibi olur. (Sevap kazanır.)

Bu ay sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise, cennettir. Bu ay, hayır ve iyilik ayıdır, müminin rızkının arttığı bir aydır.

Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur.

* Bu ayı dünyevi koşuşturmalar, geçici gündemler, boş tartışmalar ve gereksiz kaygılarla heba etmememiz içindir. Çünkü bu ayda öyle bir gece vardır ki, tam bin aydan yani 83 yıllık bir ömürden daha hayırlıdır. Bu ayda yapılan nafileler bir farz kadar, bir farz ise yetmiş farz kadar sevapla karşılık bulur.

* Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: 

“Rabbim bana dokuz şey emretti: 

Gizli halde de açık halde de Allah’tan korkmak, öfke halinde de rıza halinde de adaletli olmak, fakirlikte de zenginlikte de iktisatlı olmak, benden kopana da sıla-ı rahim (dostluk) yapmak, beni mahrum edip bir şey vermeyene de vermek, bana zulmedeni bile affedebilmek, susma halimin tefekkür olması, konuşma halimin zikir olması, bakışımın ibret olmasını ve sürekli marufu (doğru ve güzel olanı) emretmek.” 

* Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak insanlarla olan ilişkilerimizde şu altı nebevi prensibi uygulamaya gayret edelim.

Peygamber Efendimiz aleyhisselam buyuruyor ki: “Siz kendi adınıza bana altı şeyi garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin. Vaat ettiğiniz zaman vadinizi yerine getirin. Size bir şey emanet edildiğinde emanete riayet edin. İffetinizi koruyun. Harama bakmaktan sakının ve elinizi haramdan çekin.” Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak insanları bizden uzaklaştıracak, yaptığımız güzel işleri mahvedecek ve bize Allah’ın rızasını kaybettirecek şu altı kötü huydan uzak duralım.

Müslümanca bir şahsiyete sahip olmak istiyorsak Allah’ın razı olduğu şu üç ilkeye sarılalım, Allah’ın razı olmadığı şu üç kötü ahlaktan da uzak duralım.

Peygamberimiz aleyhisselam buyuruyor ki:  “Allah, sizin üç şeyinizden hoşlanır, üç şeyinizden de nefret eder. Hoşlandığı şeyler: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan O’na ibâdet etmeniz. Allah’ın ipine sımsıkı sarılmanız ye ayrılığa düşmemeniz, Allah’ın idarenizi eline verdiği kimselerin (İslâm’î emirlere göre idare eden idarecilerin) hayır ve iyiliğini dilemeniz. Sevmediği şeyler ise şunlardır: Dedikodu etmeniz, yerli yersiz çok soru sormanız ve faydasız yere malınızı zayi etmeniz.”

* İbadetlerin hedefi; insani ilişkileri güzelleştirmektir. Hz. Peygamber (a.s.): “Nice oruç tutanlar var ki tuttukları oruçtan kendilerine kalan sadece açlıktır” buyuruyor. Çok çarpıcı bir ifade... Oruçtan kendilerine kalan sadece açlıktır. “Nice namaz kılanlar var ki kıldıkları namazdan, gecelerini kıyamla geçirmekten kendilerine kalan sadece uykusuzluktur.”

Ne kadar tehlikeli. Yaptığımız ibadetlerin ecir ve mükâfatını görmeme tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz. “Bir kimse yalan söylemeyi, yalanla hareket etmeyi, yalancılıkla meşgul olmayı, yalana göre davranmayı bırakmazsa Allah’ın böyle bir kimsenin aç ve susuz durmasına ihtiyacı yoktur.”

İbadetler insanı çirkinliklerden uzaklaştırmalıdır. Oruç bizi tutmalı. Namaz, zekat... ibadetler kendimizi yalana karşı tutmamıza, kendimizi gıybete karşı tutmamıza, kendimizi harama bakmaya karşı tutmamıza, kendimizi haram lokma, devlet hakkı, kul hakkı, kamu hakkı, faiz, içki vb. Rabbimizin yasakladıklarına karşı tutmamıza vesile olmalıdır.

İbadetler Müslümanın ahlakını güzelleştirmeli; güzelleşen ahlakını gören başka insanlar acaba bu insanı bu kadar güzelleştiren sebep nedir diye sormalı. O sebebin iman ve imanın gereği olarak yerine getirdiği ibadetler olduğunu görmeli ve o da ibadetlere özenmelidir.

Allah’a hakkıyla iman eden kimse, salih amel işlemeli, ibadetlerini yerine getirmeli, Rabbin razı olduğu bir kul olmaya gayret etmelidir.

Rabbimiz ibadet ve taatlerimizi, oruç, namaz, zekât, hac gibi ibadetlerimizi; ahlakımızın güzelleşmesine, imanımızın kuvvetlenmesine vesile kılsın…

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.