Yusuf Metin Yardımcı
Köşe Yazarı
Yusuf Metin Yardımcı
 

FİLİSTİN TÂRÎHİNİ ÇARPITARAK BÜYÜYEN TERÖRİST SİYONİST DEVLET

     Gazze Şeridi'nin En Eski Câmilerinden Biri Olan HÂN YÛNUS ULU CÂMİİ'ni Yok Etmek, İşgalci İsrâil Güçlerinin Önceden Tasarlanmış Bir Planıydı.     Bu, İSRÂİL'in ‘TARİHİ ÇARPITMA’ Politikasına Dayanan Faşist ve Irkçı Yapısının Yeni Bir Kanıtından Başka Bir Şey Değil.     Filistin Topraklarının Milletsiz Bir Bölge Olduğunu İddia Ederek, Kuruluşundan Önceki Târîhî ve Coğrafî Gerçekleri İnkâr Eden Bir SAFSATA…     Siyonist Haydutlar 76 Yıl Evvel Filistin Köy ve Kasabalarını İşgal Ettiğinden Beri, Filistin'in Yahudiliğini Kanıtlamak İçin Düzinelerce Arkeolojik Alan ve Câmiyi İNHÂ Ettiler. Bunların Çoğu İşgalci Devletin Kuruluşundan Bu Yana Onlarca Yıl Öncesine Dayanıyor.     İşgalci Terörist Ordu, GAZZE ŞERİDİ'nde 7 Ekim 2023'ten Bu Yana Devam Eden Savaşta 565 Câmiyi TAHRİP Ederken, 243 CÂMİ ise TAMAMEN YIKILDI. Bunlardan ÜÇÜ Bizans, Roma ve Mısır Yönetimi Sırasında Önemli Bir Kültür ve Ticaret Merkezini Temsil Eden Arkeolojik Alanlardı.     98 Yıl Evvel İnşa Edilen ULU CÂMİ, Güney Gazze Şeridi'ndeki Hân Yûnus'un En Önemli Simge Yapılarından Biri Olup, Taş ve Minareleri Filistin Tarihine ve 1928'den Bu Yana Yaşanan Siyâsî İniş Çıkışlara Tanıklık Etmektedir.     Câmi Şehrin Merkezinde Yer Alıyor ve Yaklaşık 3.300 Metrekare Alana Sahip. Câmi Avlusu Dışında Kısmen Çatı ile Örtülü, Avlunun Her İKİ Tarafında Açık Mahfazalar Bulunan 900 Metrekare Alana Sahip, ‘Câmi Avlusu’ Adı Verilen Yapı Alanından Oluşmaktadır.     Câmi Uzunluğuna Eşit Olan Bu İki Külliyenin Her Biri, Câminin Girişinden Başlayıp, Biri Abdesthanede, Diğeri ise Câminin Kütüphanesinde Bitiyor. Her Biri Yaklaşık 500 Metrekare Alana Sahip.     Târîhî Kaynaklara Göre Bu Câmi, Prens Şerefüddîn Yûnus Bin Abdullâh en-Nevrûzî ed-Devâdâr/الأمير شرف الدين يونُس النوروزي الدوادار Döneminde, Çerkes Memlûk Devletinin Kurucusu Sultân Berkûk'un İsteği Üzerine Berkûk Kalesi'nin İnşa Edilmesiyle Binâ Edildi.     Kale, Duvarlarında Bir Câmi, Bir Hân ve Dört Nöbet Kulesiyle Tam Bir HÜKÛMET KOMPLEKSİ Olarak İnşa Edildi.     OSMANLI Döneminde Câminin Geniş Arazisi 1920'den, Halifeliğin Kaldırılmasına Kadar Geçen Zamanda ASKERÎ DEPO Olarak Kullanılmış ve Câmi Sekiz Yıl Sonra Genişletilmiştir.     HÂN YÛNUS Şehrinde Uzun Süren Milli Mücadele Sürecinde Şehitlerin Cenaze Teşyilerinin Çoğunun Buradan Gerçekleştirilmesi Nedeniyle ULU CÂMİ, Mücadelenin Büyük Bir Sembolüydü.     Câmi Aynı Zamanda Çeşitli Seminer ve Konferansların Verildiği Bir Merkezdi. Yıkılması Büyük Bir Boşluk Oluşturdu. Gerçekten Üzüntü Verici.     BÜYÜK ÖMERİ CAMİİ     Gazze Şehrinin Doğusundaki el-Derec Mahallesinde Eski Şehrin Kalbinde Yer Alan Büyük el-Ömerî Câmisi/المسجد العمري الكبير  Tamamen Yıkıldı. FİLİSTİN'in En Önemli ve En Eski Târîhî Câmilerinden Biri Olarak Kabul Ediliyor.     Câmi 4.100 Metrekare Alana Sahip Olup MS 12. Yüzyıla Tarihlenen Roma Tarzı Mimariye Sahiptir. İnşaatta Kullanılan Sütunların Bir Kısmı Yıkılan Kilise Kalıntılarından Getirilmişti. Memlûk ve Osmanlı Dönemlerinden Kalma Sağlam Yapısı, Güzel Mermer Sütunları, Kitabeleri ve Süslemeleriyle Ünlüdür.     Târîhî Kaynaklar Câminin İnşasının 6 Tarihsel Aşamadan Geçtiğini ve Târihi Boyunca Farklı Statülere Sahip Olduğunu Göstermektedir.     Başlangıçta Bir Pagan Tapınağı Olan Yapı, Daha Sonra Bizans Kilisesine Dönüştürülmüş, Bilâhere İslâm Fetihlerinden Sonra Halife Ömer Bin el-Hattâb Döneminde Câmiye Çevrilmiş ve Câmiye Onun Adı Verilmiştir. Daha Sonra Haçlı Seferleri Sırasında Bir Kısmı Yıkılarak Yeniden Kiliseye Dönüştürülmüş, Ancak Memlûklar Döneminde Sultan Zahir Baybars Tarafından Tekrar Onarılmıştır.     Sultan Nâsıruddîn Muhammed bin Kalâvûn ve Osmanlı Dönemlerinde ise Genişletildi.     SEYYİD HÂŞİM MESCİDİ     Seyyid Hâşim Câmii, Gazze'de Devam Eden Savaş Sırasında İsrâil Ordusunun Kısmen Tahrip Ettiği Üçüncü Târîhî Câmidir.     Bu Câmi DEREC'de Bulunmaktadır. Alanı Yaklaşık 2400 Metrekaredir. GAZZE'nin En Güzel ve En Eski Câmilerinden Biri Olarak Kabul Ediliyor. Seyyid Hâşim Câmii'nin Kubbesinin Altında, Hz. Muhammed (sas)'in Büyük Dedesi Hâşim Bin Abdümenâf/هاشم بن عبد مناف'ın Türbesi Olduğuna İnanılan Bir Türbe Bulunmaktadır.     Mevcut Bina Osmanlı Döneminde Memlûk Mimârî Tarzında İnşa Edilmiştir. Câminin ‘Yatay El Yazması’ Kısmı Ortada Üç Dış İbadethaneyle Çevrili Açık Kare Bir Avluyu Ortaya Çıkarıyor.     Câminin Ana İbadet Yeri Neredeyse Kare Şeklindedir. Câminin Kıbleye Bakan Bir Kemeri ve 1850 Yılında Osmanlı Sultanı Abdülmecid'in Himayesinde Yenilenen Bir Minberi Vardır.     İBN OSMAN CÂMİİ     İbn Osman Câmii, Şehrin En Büyük ve En Eski Mahallesi Olan Doğu Gazze'deki ŞUCÂİYYE/الشجاعية Mahallesinin Kalbinde Yer Almaktadır. Bu Câmi, "Büyük Ömerî Câmisi"nden Sonra En Büyük İkinci Târîhî Câmi Olarak Kabul Ediliyor.     600 Yılı Aşkın Bir Süre Önce İnşa Edilen Bu Mescit, Sâkinlerinin Hayatında Önemli Bir Etki Yaratmıştır. Şucâiyye Mahallesi Sâkinleri, Geniş Alanı ve Merkezî Konumu Nedeniyle Bu Câmiye "Azîm Câmi" Adını Vermektedir.     Daha Önceki Savaşlarda da Saldırı ve Yıkımların Hedefi Olan Câmi, 8 Aralık 1987'de Başlayan İntifada Sırasında da İşgalci Güçlerle Çatışmanın Merkezi Olarak Görüldü.     Memlûk Tarzındaki Bu Câminin 2.000 Metrekarelik Bir Alanı Var. 400 Metrekaresi Orta Avlu Alanıdır ve İki GARİP KAPISI Mevcuttur.     Câmiye Şihâbuddîn Bin Osman'ın Adının Verildiği Söylenir. O Aslen Batı Şeria'nın Kuzeyindeki Nâblus Şehrinden Olan Bir Din Âlimiydi.     İbn Osman, Filistin Şehirlerinin Birbirine Bağlanmasını Sağlamak Amacıyla Gazze'deki Câmiyi el-Halîl Şehrinde Bulunan Bir Başka Câminin Modelini Örnek Alarak İnşa Etti. "Harem el-İbrâhîmî"den Sonra el-Halîl'deki En Eski Câmi Olarak Kabul Edilir.     el-ZAFER CÂMİİ     İsrâil'in Tamamen Yerle Bir Ettiği Yıkımdan el-Zafer Demrî Câmii/مسجد الظفر دمري de Etkilendi. Câmi Memlûk Dönemine Aittir. H. 8. Yüzyılda, Memlûkî Emîri Melikü'n-Nâsır Sultân Şihâbüddin Ahmed Bin Ezfîr el-Zafer Demrî Tarafından H. 762 (M. 1360)'de Kuruldu.     Halk Arasında "el-Kazdmurî/القزدمری" Olarak Bilinen Câminin Alanı 600 Metrekare Olup, Şihâbüddîn el-Zafer Demrî'nin Türbesini Barındırmaktadır.          İsrâil'in Tek Hedefi Câmiler Değil Elbette. İşgalci Güçler Kasıtlı Olarak Târîhî Mahalleleri de Hedef Alıyor. Bunlar Arasında Çarşılar, Hanlar, Hamâmlar, TÂRÎHÎ MEZARLIK ve Kiliseler Var.     Sistematik Olarak Tahrip Edilen Yerler Arasında Aziz Porphyrys Kilisesi, Semmere Hamâmı/حمام السمر, Aziz Hilarion Manastırı, Bizans Kilisesi, Târîhî Paşa Sarayı Müzesi, Kemâliye Medresesi ve Makâm-ı Hızır/مقام خضر Yer Alıyor.          Tarihsel Filistin Kimliğinin Ezilip Yok Edilmesi, İsrâil Tarafından Uluslararası Hukûkun Açık Bir İhlâlidir.     1907 Târîhli Lahey Nizâmnâmesi'nin Dördüncü Fıkrasının (Ek Dört) 27. Maddesinde Belirtildiği Gibi, Kuşatma Sırasında İbadet, Sanat, Bilim, Hayır Eserleri ve Târîhî Eserlere Yönelik Binalara Zarar Verilmesini Önlemek Kuvvetlerin Görevidir. Bu SAVAŞ HUKÛKU’dur.     1954 LAHEY DÜZENLEMELERİNİN 56. MADDESİ Ayrıca İbadet Yerleri, Halka Açık Mahaller veya Târîhî Binalara Yönelik HER TÜRLÜ VANDALİZMİ YASAKLAMAKTADIR.     1977 Dördüncü Cenevre Sözleşmesi Ek Protokolleri, I. Protokolün 53. Maddesi ve II. Protokolün 16. Maddesi, Târîhî Anıtlara, Sanat Eserleri ve İbadet Yerlerine Karşı Manevi Değerlere Aykırı Olan Her Türlü Düşmanca Eylemin Yapılmasını Yasaklamaktadır.     Peki, Dinleyen Var mı? YOK!     GÜCÜ Elinde Bulunduran ABD/İNGİLTERE Gibi Emperyalistler, Sömürebilmek İçin Hiçbir KURALA Uymuyor.     Zira Dünyadaki KANUNLAR, Sadece GÜÇSÜZLERE Uygulanır. Sözün ÖZÜ Budur.
Ekleme Tarihi: 04 Eylül 2024 - Çarşamba

FİLİSTİN TÂRÎHİNİ ÇARPITARAK BÜYÜYEN TERÖRİST SİYONİST DEVLET

     Gazze Şeridi'nin En Eski Câmilerinden Biri Olan HÂN YÛNUS ULU CÂMİİ'ni Yok Etmek, İşgalci İsrâil Güçlerinin Önceden Tasarlanmış Bir Planıydı.
    Bu, İSRÂİL'in ‘TARİHİ ÇARPITMA’ Politikasına Dayanan Faşist ve Irkçı Yapısının Yeni Bir Kanıtından Başka Bir Şey Değil.
    Filistin Topraklarının Milletsiz Bir Bölge Olduğunu İddia Ederek, Kuruluşundan Önceki Târîhî ve Coğrafî Gerçekleri İnkâr Eden Bir SAFSATA…
    Siyonist Haydutlar 76 Yıl Evvel Filistin Köy ve Kasabalarını İşgal Ettiğinden Beri, Filistin'in Yahudiliğini Kanıtlamak İçin Düzinelerce Arkeolojik Alan ve Câmiyi İNHÂ Ettiler. Bunların Çoğu İşgalci Devletin Kuruluşundan Bu Yana Onlarca Yıl Öncesine Dayanıyor.
    İşgalci Terörist Ordu, GAZZE ŞERİDİ'nde 7 Ekim 2023'ten Bu Yana Devam Eden Savaşta 565 Câmiyi TAHRİP Ederken, 243 CÂMİ ise TAMAMEN YIKILDI. Bunlardan ÜÇÜ Bizans, Roma ve Mısır Yönetimi Sırasında Önemli Bir Kültür ve Ticaret Merkezini Temsil Eden Arkeolojik Alanlardı.
    98 Yıl Evvel İnşa Edilen ULU CÂMİ, Güney Gazze Şeridi'ndeki Hân Yûnus'un En Önemli Simge Yapılarından Biri Olup, Taş ve Minareleri Filistin Tarihine ve 1928'den Bu Yana Yaşanan Siyâsî İniş Çıkışlara Tanıklık Etmektedir.
    Câmi Şehrin Merkezinde Yer Alıyor ve Yaklaşık 3.300 Metrekare Alana Sahip. Câmi Avlusu Dışında Kısmen Çatı ile Örtülü, Avlunun Her İKİ Tarafında Açık Mahfazalar Bulunan 900 Metrekare Alana Sahip, ‘Câmi Avlusu’ Adı Verilen Yapı Alanından Oluşmaktadır.
    Câmi Uzunluğuna Eşit Olan Bu İki Külliyenin Her Biri, Câminin Girişinden Başlayıp, Biri Abdesthanede, Diğeri ise Câminin Kütüphanesinde Bitiyor. Her Biri Yaklaşık 500 Metrekare Alana Sahip.
    Târîhî Kaynaklara Göre Bu Câmi, Prens Şerefüddîn Yûnus Bin Abdullâh en-Nevrûzî ed-Devâdâr/الأمير شرف الدين يونُس النوروزي الدوادار Döneminde, Çerkes Memlûk Devletinin Kurucusu Sultân Berkûk'un İsteği Üzerine Berkûk Kalesi'nin İnşa Edilmesiyle Binâ Edildi.
    Kale, Duvarlarında Bir Câmi, Bir Hân ve Dört Nöbet Kulesiyle Tam Bir HÜKÛMET KOMPLEKSİ Olarak İnşa Edildi.
    OSMANLI Döneminde Câminin Geniş Arazisi 1920'den, Halifeliğin Kaldırılmasına Kadar Geçen Zamanda ASKERÎ DEPO Olarak Kullanılmış ve Câmi Sekiz Yıl Sonra Genişletilmiştir.
    HÂN YÛNUS Şehrinde Uzun Süren Milli Mücadele Sürecinde Şehitlerin Cenaze Teşyilerinin Çoğunun Buradan Gerçekleştirilmesi Nedeniyle ULU CÂMİ, Mücadelenin Büyük Bir Sembolüydü.
    Câmi Aynı Zamanda Çeşitli Seminer ve Konferansların Verildiği Bir Merkezdi. Yıkılması Büyük Bir Boşluk Oluşturdu. Gerçekten Üzüntü Verici.

    BÜYÜK ÖMERİ CAMİİ
    Gazze Şehrinin Doğusundaki el-Derec Mahallesinde Eski Şehrin Kalbinde Yer Alan Büyük el-Ömerî Câmisi/المسجد العمري الكبير  Tamamen Yıkıldı. FİLİSTİN'in En Önemli ve En Eski Târîhî Câmilerinden Biri Olarak Kabul Ediliyor.
    Câmi 4.100 Metrekare Alana Sahip Olup MS 12. Yüzyıla Tarihlenen Roma Tarzı Mimariye Sahiptir. İnşaatta Kullanılan Sütunların Bir Kısmı Yıkılan Kilise Kalıntılarından Getirilmişti. Memlûk ve Osmanlı Dönemlerinden Kalma Sağlam Yapısı, Güzel Mermer Sütunları, Kitabeleri ve Süslemeleriyle Ünlüdür.
    Târîhî Kaynaklar Câminin İnşasının 6 Tarihsel Aşamadan Geçtiğini ve Târihi Boyunca Farklı Statülere Sahip Olduğunu Göstermektedir.
    Başlangıçta Bir Pagan Tapınağı Olan Yapı, Daha Sonra Bizans Kilisesine Dönüştürülmüş, Bilâhere İslâm Fetihlerinden Sonra Halife Ömer Bin el-Hattâb Döneminde Câmiye Çevrilmiş ve Câmiye Onun Adı Verilmiştir. Daha Sonra Haçlı Seferleri Sırasında Bir Kısmı Yıkılarak Yeniden Kiliseye Dönüştürülmüş, Ancak Memlûklar Döneminde Sultan Zahir Baybars Tarafından Tekrar Onarılmıştır.
    Sultan Nâsıruddîn Muhammed bin Kalâvûn ve Osmanlı Dönemlerinde ise Genişletildi.

    SEYYİD HÂŞİM MESCİDİ
    Seyyid Hâşim Câmii, Gazze'de Devam Eden Savaş Sırasında İsrâil Ordusunun Kısmen Tahrip Ettiği Üçüncü Târîhî Câmidir.
    Bu Câmi DEREC'de Bulunmaktadır. Alanı Yaklaşık 2400 Metrekaredir. GAZZE'nin En Güzel ve En Eski Câmilerinden Biri Olarak Kabul Ediliyor. Seyyid Hâşim Câmii'nin Kubbesinin Altında, Hz. Muhammed (sas)'in Büyük Dedesi Hâşim Bin Abdümenâf/هاشم بن عبد مناف'ın Türbesi Olduğuna İnanılan Bir Türbe Bulunmaktadır.
    Mevcut Bina Osmanlı Döneminde Memlûk Mimârî Tarzında İnşa Edilmiştir. Câminin ‘Yatay El Yazması’ Kısmı Ortada Üç Dış İbadethaneyle Çevrili Açık Kare Bir Avluyu Ortaya Çıkarıyor.
    Câminin Ana İbadet Yeri Neredeyse Kare Şeklindedir. Câminin Kıbleye Bakan Bir Kemeri ve 1850 Yılında Osmanlı Sultanı Abdülmecid'in Himayesinde Yenilenen Bir Minberi Vardır.

   

İBN OSMAN CÂMİİ
    İbn Osman Câmii, Şehrin En Büyük ve En Eski Mahallesi Olan Doğu Gazze'deki ŞUCÂİYYE/الشجاعية Mahallesinin Kalbinde Yer Almaktadır. Bu Câmi, "Büyük Ömerî Câmisi"nden Sonra En Büyük İkinci Târîhî Câmi Olarak Kabul Ediliyor.
    600 Yılı Aşkın Bir Süre Önce İnşa Edilen Bu Mescit, Sâkinlerinin Hayatında Önemli Bir Etki Yaratmıştır. Şucâiyye Mahallesi Sâkinleri, Geniş Alanı ve Merkezî Konumu Nedeniyle Bu Câmiye "Azîm Câmi" Adını Vermektedir.
    Daha Önceki Savaşlarda da Saldırı ve Yıkımların Hedefi Olan Câmi, 8 Aralık 1987'de Başlayan İntifada Sırasında da İşgalci Güçlerle Çatışmanın Merkezi Olarak Görüldü.
    Memlûk Tarzındaki Bu Câminin 2.000 Metrekarelik Bir Alanı Var. 400 Metrekaresi Orta Avlu Alanıdır ve İki GARİP KAPISI Mevcuttur.
    Câmiye Şihâbuddîn Bin Osman'ın Adının Verildiği Söylenir. O Aslen Batı Şeria'nın Kuzeyindeki Nâblus Şehrinden Olan Bir Din Âlimiydi.
    İbn Osman, Filistin Şehirlerinin Birbirine Bağlanmasını Sağlamak Amacıyla Gazze'deki Câmiyi el-Halîl Şehrinde Bulunan Bir Başka Câminin Modelini Örnek Alarak İnşa Etti. "Harem el-İbrâhîmî"den Sonra el-Halîl'deki En Eski Câmi Olarak Kabul Edilir.

    el-ZAFER CÂMİİ
    İsrâil'in Tamamen Yerle Bir Ettiği Yıkımdan el-Zafer Demrî Câmii/مسجد الظفر دمري de Etkilendi. Câmi Memlûk Dönemine Aittir. H. 8. Yüzyılda, Memlûkî Emîri Melikü'n-Nâsır Sultân Şihâbüddin Ahmed Bin Ezfîr el-Zafer Demrî Tarafından H. 762 (M. 1360)'de Kuruldu.
    Halk Arasında "el-Kazdmurî/القزدمری" Olarak Bilinen Câminin Alanı 600 Metrekare Olup, Şihâbüddîn el-Zafer Demrî'nin Türbesini Barındırmaktadır.
    
    İsrâil'in Tek Hedefi Câmiler Değil Elbette. İşgalci Güçler Kasıtlı Olarak Târîhî Mahalleleri de Hedef Alıyor. Bunlar Arasında Çarşılar, Hanlar, Hamâmlar, TÂRÎHÎ MEZARLIK ve Kiliseler Var.
    Sistematik Olarak Tahrip Edilen Yerler Arasında Aziz Porphyrys Kilisesi, Semmere Hamâmı/حمام السمر, Aziz Hilarion Manastırı, Bizans Kilisesi, Târîhî Paşa Sarayı Müzesi, Kemâliye Medresesi ve Makâm-ı Hızır/مقام خضر Yer Alıyor.
    
    Tarihsel Filistin Kimliğinin Ezilip Yok Edilmesi, İsrâil Tarafından Uluslararası Hukûkun Açık Bir İhlâlidir.
    1907 Târîhli Lahey Nizâmnâmesi'nin Dördüncü Fıkrasının (Ek Dört) 27. Maddesinde Belirtildiği Gibi, Kuşatma Sırasında İbadet, Sanat, Bilim, Hayır Eserleri ve Târîhî Eserlere Yönelik Binalara Zarar Verilmesini Önlemek Kuvvetlerin Görevidir. Bu SAVAŞ HUKÛKU’dur.
    1954 LAHEY DÜZENLEMELERİNİN 56. MADDESİ Ayrıca İbadet Yerleri, Halka Açık Mahaller veya Târîhî Binalara Yönelik HER TÜRLÜ VANDALİZMİ YASAKLAMAKTADIR.
    1977 Dördüncü Cenevre Sözleşmesi Ek Protokolleri, I. Protokolün 53. Maddesi ve II. Protokolün 16. Maddesi, Târîhî Anıtlara, Sanat Eserleri ve İbadet Yerlerine Karşı Manevi Değerlere Aykırı Olan Her Türlü Düşmanca Eylemin Yapılmasını Yasaklamaktadır.
    Peki, Dinleyen Var mı? YOK!
    GÜCÜ Elinde Bulunduran ABD/İNGİLTERE Gibi Emperyalistler, Sömürebilmek İçin Hiçbir KURALA Uymuyor.
    Zira Dünyadaki KANUNLAR, Sadece GÜÇSÜZLERE Uygulanır. Sözün ÖZÜ Budur.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.