ELEKTİRK
Yaşar Değirmenci
Köşe Yazarı
Yaşar Değirmenci
 

Zaman Yolcusuna Söylenecekler (14)

  İslâm Büyüklerine Göre Zaman İslâm büyükleri; 'kulun vakitleri dörttür; bir beşincisi yoktur. Bunlar da nimet, bela, itaat ve günahtan ibarettir. Yani vakit içinde kul ya kendisine bir nimet verilir veya bir belaya düçar bırakılır. Ya Allah'a taat ve ibadette bulunur ya da günah işlemekle meşgul olur' diyerek vakit içinde kulun saatlerini dörde bölmüşlerdir. Bu vakitlerin her birinde, Rab olması sebebiyle Allah'a kulluk borcun vardır. Şimdi buna göre her kim vaktini taatle geçirirse, onun yolu Allah'ın kendisine olan iyiliğine şahit olmaktır. Zira Allah onu iyiliğe yöneltmiş ve iyiliği yapmaya onu muvaffak kılmıştır. Kim de vaktini günah ve isyanla geçirirse onun yapması gereken şey, tevbe ve istiğfarda bulunmaktır. Kim yaşadığı vakitte Allah'ın lütfuna nail olursa bu kulun kal- binin sürurla dolması demektir. Her kimin vakti de bela ve musibetle termesidir. geçerse, ona gereken başa gelene rıza ve sabır gös- Hz. Ömer "Allah'ım! Senden zamanın iyisini ve vakitleri bereketli kılmanı niyaz ediyorum." diye ilticada bulunmuş. Vakitlerin boşa geçirilmemesi hususunda da "Ben sizden birini boş görmeyi istemiyorum. Ya dünya ya da ahiret işi..." tavsiyesinde bulunmuşlardır. "İş bir kere geri kalırsa hiçbir vakit ilerlemez" uyarısı da Hz. Ömer'e aittir. Hz.Ömer'in oğlu Abdullah b.Ömer radıyallahu anh bir müminin taşıdığı sorumluluk duygusunun kurtarıcı pırıltılarını şöyle dile getirir: "Akşama eriştin mi sabahı bekleme (ya- pacağını yap ve o anı değerlendir). Sabaha eriştin mi de akşamı bekleme (o an yapacağını yap). Sıhhatli olduğun zaman hastalığın için, sağken ölümün için hazırlık yap." Hz. Ali radıyallahu anhın öğüdü ise şu şekildedir: "Dünya her an bizden uzaklaşmakta, ahiret de yaklaşmaktadır. Bunlardan her ikisini de tercih edenler vardır. Siz ahireti tercih edenlerden olun, dünyayı tercih edenlerden olmayın. Zira bugün çalışma var, hesap yok; yarın ise hesap var çalışma yoktur" Sahabenin büyüklerinden olan ve çok yaşamayı arzu et tiği anlaşılan Muaz b. Cebel radıyallahu anhın ölüm anında söylediği sözler bu açıdan oldukça anlamlıdır: "Ey Rabbim! Bilirsin ki ben dünyada çok yaşamayı ne nehirler akıtmak, ne de bahçeler kurmak için istedim. Çok yaşamayı arzuladıysam bu, uzun gecelerin meşakkatlerine sabretmek, sıcak mevsimlerin uzun günlerinde ağızda dili kurutan susuzluklarına tahammül etmek, âlimlerin zikir halkalarında saatlerimi çirmek içindi."  Ashab-ı Kiram için hayatın en zevkli ve manalı anları, insanları hidâyet ve kurtuluşa davet ettikleri zamanlardı. Bunun en ibretli misallerinden birini, idam edilmek üzere olan bir sahabinin düşüncesinde görüyoruz. İdam öncesinde, kendisine üç dakikalık bir zaman tanınan bu sahabi cellâda teşekkür ederek şöyle der: “Demek ki sana hakkı tebliğ edebilmem için üç dakikalık vaktim var. Umulur ki bu vesile ile hidâyete erersin." İlahi hesaba konu olacak en mühim nimetlerden birinin de "boş vakit" olduğunu söyleyen Abdullah b. Mes'ud'dan ise şöyle bir söz nakledilir: "Güneşin battığı ve ömrümden bir gün daha eksildiği halde, amelimin artmadığı günüme pişman olduğum kadar hiçbir güne pişman olmadım." Hz. Muaviye, zamanı şöyle değerlendiriyor: "Ey insan! Zaman sensin. Sen iyi olursan zaman da iyidir. Eğer sen kötü olursan zaman da kötüdür. “
Ekleme Tarihi: 25 Mart 2023 - Cumartesi

Zaman Yolcusuna Söylenecekler (14)

 

İslâm Büyüklerine Göre Zaman

İslâm büyükleri; 'kulun vakitleri dörttür; bir beşincisi yoktur. Bunlar da nimet, bela, itaat ve günahtan ibarettir. Yani vakit içinde kul ya kendisine bir nimet verilir veya bir belaya düçar bırakılır. Ya Allah'a taat ve ibadette bulunur ya da günah işlemekle meşgul olur' diyerek vakit içinde kulun saatlerini dörde bölmüşlerdir.

Bu vakitlerin her birinde, Rab olması sebebiyle Allah'a kulluk borcun vardır. Şimdi buna göre her kim vaktini taatle geçirirse, onun yolu Allah'ın kendisine olan iyiliğine şahit olmaktır. Zira Allah onu iyiliğe yöneltmiş ve iyiliği yapmaya onu muvaffak kılmıştır. Kim de vaktini günah ve isyanla geçirirse onun yapması gereken şey, tevbe ve istiğfarda bulunmaktır. Kim yaşadığı vakitte Allah'ın lütfuna nail olursa bu kulun kal- binin sürurla dolması demektir. Her kimin vakti de bela ve musibetle termesidir. geçerse, ona gereken başa gelene rıza ve sabır gös-

Hz. Ömer "Allah'ım! Senden zamanın iyisini ve vakitleri bereketli kılmanı niyaz ediyorum." diye ilticada bulunmuş. Vakitlerin boşa geçirilmemesi hususunda da "Ben sizden birini boş görmeyi istemiyorum. Ya dünya ya da ahiret işi..." tavsiyesinde bulunmuşlardır. "İş bir kere geri kalırsa hiçbir vakit ilerlemez" uyarısı da Hz. Ömer'e aittir.

Hz.Ömer'in oğlu Abdullah b.Ömer radıyallahu anh bir müminin taşıdığı sorumluluk duygusunun kurtarıcı pırıltılarını şöyle dile getirir: "Akşama eriştin mi sabahı bekleme (ya- pacağını yap ve o anı değerlendir). Sabaha eriştin mi de akşamı bekleme (o an yapacağını yap). Sıhhatli olduğun zaman hastalığın için, sağken ölümün için hazırlık yap."

Hz. Ali radıyallahu anhın öğüdü ise şu şekildedir: "Dünya her an bizden uzaklaşmakta, ahiret de yaklaşmaktadır. Bunlardan her ikisini de tercih edenler vardır. Siz ahireti tercih edenlerden olun, dünyayı tercih edenlerden olmayın. Zira bugün çalışma var, hesap yok; yarın ise hesap var çalışma yoktur"

Sahabenin büyüklerinden olan ve çok yaşamayı arzu et tiği anlaşılan Muaz b. Cebel radıyallahu anhın ölüm anında söylediği sözler bu açıdan oldukça anlamlıdır: "Ey Rabbim! Bilirsin ki ben dünyada çok yaşamayı ne nehirler akıtmak, ne de bahçeler kurmak için istedim. Çok yaşamayı arzuladıysam bu, uzun gecelerin meşakkatlerine sabretmek, sıcak mevsimlerin uzun günlerinde ağızda dili kurutan susuzluklarına tahammül etmek, âlimlerin zikir halkalarında saatlerimi çirmek içindi." 

Ashab-ı Kiram için hayatın en zevkli ve manalı anları, insanları hidâyet ve kurtuluşa davet ettikleri zamanlardı. Bunun en ibretli misallerinden birini, idam edilmek üzere olan bir sahabinin düşüncesinde görüyoruz. İdam öncesinde, kendisine üç dakikalık bir zaman tanınan bu sahabi cellâda teşekkür ederek şöyle der: “Demek ki sana hakkı tebliğ edebilmem için üç dakikalık vaktim var. Umulur ki bu vesile ile hidâyete erersin."

İlahi hesaba konu olacak en mühim nimetlerden birinin de "boş vakit" olduğunu söyleyen Abdullah b. Mes'ud'dan ise şöyle bir söz nakledilir: "Güneşin battığı ve ömrümden bir gün daha eksildiği halde, amelimin artmadığı günüme pişman olduğum kadar hiçbir güne pişman olmadım."

Hz. Muaviye, zamanı şöyle değerlendiriyor: "Ey insan! Zaman sensin. Sen iyi olursan zaman da iyidir. Eğer sen kötü olursan zaman da kötüdür. “

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.