Anasayfa
Yazarlar
Yusuf Metin Yardımcı
Yazı Detayı
Bu yazı 177 kez okundu.
KATAR VE BAE'NİN, İSRÂİL İLE BİRLİKTE HAVA TATBİKATLARINA KATILMASI VE TEPKİLER
İSRÂİL’in GAZZE ŞERİDİ'ne Yönelik Saldırganlığının Artması, SOYKIRIM ve Sistematik Açlığın Devam Etmesi Karşısında, KATAR ve BAE'nin de Aralarında Bulunduğu Ülkelerin İSRÂİL ile Birlikte Askerî Manevralara Katılması Eleştiri ve Şaşkınlık Dalgası Yarattı.
Resmi söylemlerde FİLİSTİN DAVASINA DESTEK dile getirilirken, bu adım özellikle Siyonizmle uluslararası alanda işbirliği yapıldığı göz önüne alındığında, SÖZ ile EYLEM ARASINDAKİ ÇELİŞKİ konusunda soru işaretlerini gündeme getirdi.
Araştırmacı ve siyâsî analistler bu katılımı; "AHLÂKÎ SINIRLARIN İHLÂLİ" olarak değerlendirerek, bunun "İŞGALCİLERE FİLİSTİNLİLERE KARŞI EN İĞRENÇ SUÇLARI İŞLEDİĞİ BİR DÖNEMDE SİYÂSÎ VE ASKERÎ KILIF SAĞLADIĞINI" savunuyor.
Uluslararası ilişkiler araştırmacısı Edhem Ebû Selmiye/ أدهم أبو سلمية şunları söylüyor:
"Hiçbir ARAP ülkesinin işgalin yanında askerî manevralara katılmasının, özellikle FİLİSTİN halkının maruz kaldığı SOYKIRIM ve sistematik AÇLIĞIN ışığında, kabul edilemez olduğu şüphesizdir. Bu katılımın GAZZE'ye yönelik saldırganlığın en üst düzeyde olduğu ve işgalin yürüttüğü İMHA savaşının ortasında gerçekleşmesi, bunu daha da KIŞKIRTICI ve şaşırtıcı kılıyor."
Ebû SELMİYE Çarşamba günü Quds Press'e verdiği röportajda, bu katılımın "İsrâil İhlâllerini Kınayan ve Filistin Halkına Destek Çağrısı Yapan Resmi Arap Söylemiyle Büyük Bir Çelişki Oluşturduğunu" ekliyor.
Bunun “FİLİSTİNLİLER ve bu rejimlerden daha ciddi pozisyonlar bekleyen Arap ve İslâm halkları üzerinde son derece olumsuz bir etkisi oldu, ancak pratik testler karşısında hızla dağılan içi boş ifadeler gördüler."
"Asgarî AHLÂKÎ DURUŞ, Arap ülkelerinin devam eden Siyonist saldırganlığa karşı protesto olarak bu MANEVRAYA KATILMAYI REDDETMESİNİ GEREKTİRMELİYDİ" diye devam ediyor.
"Birçok önemli gözlem var, bunlardan ilki SÖYLEM ile UYGULAMA ARASINDAKİ AÇIK ÇELİŞKİDİR. Bu ülkeler her zaman FİLİSTİN meselesinin merkezîliğinden bahsediyor ve işgalciyi SÖZLÜ OLARAK KINIYOR. Buna rağmen onunla DOĞRUDAN ASKERÎ İŞ BİRLİĞİNE GİRİYORLAR."
"KATAR, Doha'da sponsorluğunu yaptığı anlaşmanın arabulucusu ve garantörü olarak kendini sundu ve işgalin uymadığı ve GAZZE halkının aç kalmasına yol açan insânî protokolün uygulanmasını sağlama sözü verdi. Bugün, bu MANEVRALARA KATILIMININ BU ROLLE AÇIK BİR ÇELİŞKİ OLUŞTURDUĞUNU görüyoruz." dedi.
"KATAR En Azından Katılımını İşgalcilerin Gıda ve Tıbbî Yardım Ulaştırma Taahhüdüne Bağlayabilirdi. Fakat Maalesef Bu Gerçekleşmedi ve Bu Durum Bu Ülkelerin Siyâsî ve Güvenlik Öncelikleri Hakkında Ciddi Sorular Doğurdu."
Devamla:
"İkinci nokta; bölgenin bölgesel ilişkilerde hızlı dönüşümlere tanıklık ediyor olması, bazı Körfez ülkelerinin işgalci İSRÂİL’e açık bulunması, askerî kapasitelerini güçlendirmenin ve ittifaklarını genişletmenin İsrâil’den geçtiğine inanmasıdır. Bu, özellikle bu manevralardaki diğer tarafın Filistinlilere karşı SOYKIRIM uyguladığı için ciddî ahlâkî ve politik sorular ortaya çıkarıyor."
Ebû SELMİYE'ye göre üçüncü nokta ise; "Bu Manevralar, İşgalcinin Mutlak Destekçisi Olan ABD'nin Himayesinde, Şu Anki Tırmanış Atmosferinde Yürütülüyor. Bu durum, Filistin davasına destek veren Arap ülkelerinin pozisyonunu zayıflatıyor ve işgalcilere, kamuoyuna yaptıkları açıklamalara rağmen, BU ARAP ÜLKELERİNİN POZİSYONLARINDA CİDDİ OLMADIKLARI İZLENİMİNİ VERİYOR."
"Burada gizli diplomatik ilişkilerden bahsetmiyoruz, daha çok GAZZE halkına karşı günlük cinayet işleyen İsrailli pilotların yanında Arap pilotların katılımından bahsediyoruz. Eğer bahane bölgesel güvenlik çıkarları veya ABD himayesiyse, Arap kamuoyu bu manevraları GAZZE'deki devam eden SOYKIRIM politikasından ayrılamaz olarak görüyor." diyerek sözlerini tamamladı.
Arap ülkelerinin askerî tatbikata katılması sosyal medyada da geniş çaplı tepkilere yol açarken, aktivist ve analistler bunu, AÇIKLANAN RESMÎ GÖRÜŞLERE AYKIRI BİR HAREKET OLARAK DEĞERLENDİRDİ.
Yazar ve siyâsî analist Yâsir ez-ZEÂTERE/ ياسر الزعاترة, "İşgalcilerin GAZZE'de imha savaşını sürdürdüğü, BATI ŞERİA'da saldırganlığını artırdığı, SÛRİYE ve LÜBNÂN'ı hedef almaya devam ettiği bir ortamda, bu katılımla İSRÂİL'e nasıl bir mesaj verilebilir?" dedi.
ez-Zeâtere, X hesabından paylaştığı tweette şunları kaydetti:
"En kötüsü, işgalciyle müzakereleri sürdürürken, MISIR'la arabuluculuk yaparak bu manevralara katılan KATAR'ın tavrıdır. Bu tavır, üzerinde anlaşılan şeylerden benzersiz bir küstahlıkla yüz çevirmektedir."
"ARAP RESMİ DURUMU; Siyonist saldırılar ve İRÂN'a yönelik muhtemel bir saldırının herkesi etkileyebilecek bir yangına yol açması ihtimalinin ortasında, en ufak bir koordinasyon olmaksızın, daha evvel hiç bu kadar sefalet seviyesini görmemişti."
Mısırlı yazar Cemâl Sultân/ جمال سلطان da bu konuda şöyle yazıyor:
"KATAR, FİLİSTİN'e, halkı ve davasına çok şey verdi ve vermeye devam ediyor. Bu yadsınamaz bir gerçektir. Ancak bu, İSRÂİL'i ilgilendiren hava manevralarına katılımını, sembolik de olsa, on diğer ülkeyle birlikte protesto etmemizi ve kınamamızı engellemez. Bu, gelecekte düzeltilmesi ve önlenmesi gereken bir hatadır."
Gazeteci Âlâ’ HÂŞİM/ آلاء هاشم ise X hesabından şu soruyu sordu:
"İşgalci, YUNANİSTAN'da gerçekleşen manevralara KATAR ve BAE'nin katılımını nasıl anlayacak? GAZZE'nin çocuklarına her gün işkence eden ve ardından müzakerelerde arabulucular da dâhil olmak üzere Arap komşularının askerî manevralara katıldığı bir İSRÂİL!"
Medyada yer alan haberlere göre, KATAR ve BAE'nin yanı sıra İSRÂİL ve ABD güçlerinin de aralarında bulunduğu çok uluslu güçlerin katılımıyla, 31 Mart'ta YUNANİSTAN'ın Andravida üssünde “İniochos 2025” hava tatbikatı başladı.
Söz konusu tatbikatlar, katılımcı ülkeler arasındaki operasyonel koordinasyonu artırmayı amaçlayan yıllık askerî eğitimlerin bir parçası..
Raporlarda, "KATAR'ın Bu Tatbikatlara Katılımı, Askerî İlişkilerde Önemli Bir Gelişmeyi Temsil Ediyor. Zira DOHA, İSRÂİL İŞGAL GÜÇLERİNİ DOĞRUDAN İLGİLENDİREN BİR TATBİKATA İLK KEZ KATILIYOR. Bu durum, söz konusu hareketin etkileri ve GAZZE'ye yönelik devam eden İsrâil saldırganlığı ışığında yaratacağı sonuçlar konusunda yaygın bir tartışmaya yol açtı." ifadeleri yer alıyor.
İŞGALCİ GÜÇLER, 19 Ocak 2025'te KATAR ve MISIR'ın arabuluculuğu ve ABD'nin desteğiyle başlayan İslâmî Direniş Hareketi "HAMÂS" ile 58 günlük ateşkes ve esir değişim anlaşmasından vazgeçerek, geçen ayın 18'inden bu yana Gazze'ye yönelik İMHA SAVAŞINI yeniden başlattı.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, geçen ayın 18'inden bu yana yaşanan olaylarda bin 100 Filistinli hayatını kaybetti, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 2 bin 542 kişi de yaralandı.
İŞGALCİ ORDU, Amerikan Desteğiyle 7 Ekim 2023'ten Bu Yana GAZZE'de SOYKIRIM Gerçekleştiriyor. Şimdiye kadar da Çoğunluğu Çocuk ve Kadın Olmak Üzere 165 Bini Aşkın ÖLÜ ve YARALI, 14 Bini Aşkın KAYIP Bıraktı.
Ekleme
Tarihi: 05 Nisan 2025 - Cumartesi
KATAR VE BAE'NİN, İSRÂİL İLE BİRLİKTE HAVA TATBİKATLARINA KATILMASI VE TEPKİLER
İSRÂİL’in GAZZE ŞERİDİ'ne Yönelik Saldırganlığının Artması, SOYKIRIM ve Sistematik Açlığın Devam Etmesi Karşısında, KATAR ve BAE'nin de Aralarında Bulunduğu Ülkelerin İSRÂİL ile Birlikte Askerî Manevralara Katılması Eleştiri ve Şaşkınlık Dalgası Yarattı.
Resmi söylemlerde FİLİSTİN DAVASINA DESTEK dile getirilirken, bu adım özellikle Siyonizmle uluslararası alanda işbirliği yapıldığı göz önüne alındığında, SÖZ ile EYLEM ARASINDAKİ ÇELİŞKİ konusunda soru işaretlerini gündeme getirdi.
Araştırmacı ve siyâsî analistler bu katılımı; "AHLÂKÎ SINIRLARIN İHLÂLİ" olarak değerlendirerek, bunun "İŞGALCİLERE FİLİSTİNLİLERE KARŞI EN İĞRENÇ SUÇLARI İŞLEDİĞİ BİR DÖNEMDE SİYÂSÎ VE ASKERÎ KILIF SAĞLADIĞINI" savunuyor.
Uluslararası ilişkiler araştırmacısı Edhem Ebû Selmiye/ أدهم أبو سلمية şunları söylüyor:
"Hiçbir ARAP ülkesinin işgalin yanında askerî manevralara katılmasının, özellikle FİLİSTİN halkının maruz kaldığı SOYKIRIM ve sistematik AÇLIĞIN ışığında, kabul edilemez olduğu şüphesizdir. Bu katılımın GAZZE'ye yönelik saldırganlığın en üst düzeyde olduğu ve işgalin yürüttüğü İMHA savaşının ortasında gerçekleşmesi, bunu daha da KIŞKIRTICI ve şaşırtıcı kılıyor."
Ebû SELMİYE Çarşamba günü Quds Press'e verdiği röportajda, bu katılımın "İsrâil İhlâllerini Kınayan ve Filistin Halkına Destek Çağrısı Yapan Resmi Arap Söylemiyle Büyük Bir Çelişki Oluşturduğunu" ekliyor.
Bunun “FİLİSTİNLİLER ve bu rejimlerden daha ciddi pozisyonlar bekleyen Arap ve İslâm halkları üzerinde son derece olumsuz bir etkisi oldu, ancak pratik testler karşısında hızla dağılan içi boş ifadeler gördüler."
"Asgarî AHLÂKÎ DURUŞ, Arap ülkelerinin devam eden Siyonist saldırganlığa karşı protesto olarak bu MANEVRAYA KATILMAYI REDDETMESİNİ GEREKTİRMELİYDİ" diye devam ediyor.
"Birçok önemli gözlem var, bunlardan ilki SÖYLEM ile UYGULAMA ARASINDAKİ AÇIK ÇELİŞKİDİR. Bu ülkeler her zaman FİLİSTİN meselesinin merkezîliğinden bahsediyor ve işgalciyi SÖZLÜ OLARAK KINIYOR. Buna rağmen onunla DOĞRUDAN ASKERÎ İŞ BİRLİĞİNE GİRİYORLAR."
"KATAR, Doha'da sponsorluğunu yaptığı anlaşmanın arabulucusu ve garantörü olarak kendini sundu ve işgalin uymadığı ve GAZZE halkının aç kalmasına yol açan insânî protokolün uygulanmasını sağlama sözü verdi. Bugün, bu MANEVRALARA KATILIMININ BU ROLLE AÇIK BİR ÇELİŞKİ OLUŞTURDUĞUNU görüyoruz." dedi.
"KATAR En Azından Katılımını İşgalcilerin Gıda ve Tıbbî Yardım Ulaştırma Taahhüdüne Bağlayabilirdi. Fakat Maalesef Bu Gerçekleşmedi ve Bu Durum Bu Ülkelerin Siyâsî ve Güvenlik Öncelikleri Hakkında Ciddi Sorular Doğurdu."
Devamla:
"İkinci nokta; bölgenin bölgesel ilişkilerde hızlı dönüşümlere tanıklık ediyor olması, bazı Körfez ülkelerinin işgalci İSRÂİL’e açık bulunması, askerî kapasitelerini güçlendirmenin ve ittifaklarını genişletmenin İsrâil’den geçtiğine inanmasıdır. Bu, özellikle bu manevralardaki diğer tarafın Filistinlilere karşı SOYKIRIM uyguladığı için ciddî ahlâkî ve politik sorular ortaya çıkarıyor."
Ebû SELMİYE'ye göre üçüncü nokta ise; "Bu Manevralar, İşgalcinin Mutlak Destekçisi Olan ABD'nin Himayesinde, Şu Anki Tırmanış Atmosferinde Yürütülüyor. Bu durum, Filistin davasına destek veren Arap ülkelerinin pozisyonunu zayıflatıyor ve işgalcilere, kamuoyuna yaptıkları açıklamalara rağmen, BU ARAP ÜLKELERİNİN POZİSYONLARINDA CİDDİ OLMADIKLARI İZLENİMİNİ VERİYOR."
"Burada gizli diplomatik ilişkilerden bahsetmiyoruz, daha çok GAZZE halkına karşı günlük cinayet işleyen İsrailli pilotların yanında Arap pilotların katılımından bahsediyoruz. Eğer bahane bölgesel güvenlik çıkarları veya ABD himayesiyse, Arap kamuoyu bu manevraları GAZZE'deki devam eden SOYKIRIM politikasından ayrılamaz olarak görüyor." diyerek sözlerini tamamladı.
Arap ülkelerinin askerî tatbikata katılması sosyal medyada da geniş çaplı tepkilere yol açarken, aktivist ve analistler bunu, AÇIKLANAN RESMÎ GÖRÜŞLERE AYKIRI BİR HAREKET OLARAK DEĞERLENDİRDİ.
Yazar ve siyâsî analist Yâsir ez-ZEÂTERE/ ياسر الزعاترة, "İşgalcilerin GAZZE'de imha savaşını sürdürdüğü, BATI ŞERİA'da saldırganlığını artırdığı, SÛRİYE ve LÜBNÂN'ı hedef almaya devam ettiği bir ortamda, bu katılımla İSRÂİL'e nasıl bir mesaj verilebilir?" dedi.
ez-Zeâtere, X hesabından paylaştığı tweette şunları kaydetti:
"En kötüsü, işgalciyle müzakereleri sürdürürken, MISIR'la arabuluculuk yaparak bu manevralara katılan KATAR'ın tavrıdır. Bu tavır, üzerinde anlaşılan şeylerden benzersiz bir küstahlıkla yüz çevirmektedir."
"ARAP RESMİ DURUMU; Siyonist saldırılar ve İRÂN'a yönelik muhtemel bir saldırının herkesi etkileyebilecek bir yangına yol açması ihtimalinin ortasında, en ufak bir koordinasyon olmaksızın, daha evvel hiç bu kadar sefalet seviyesini görmemişti."
Mısırlı yazar Cemâl Sultân/ جمال سلطان da bu konuda şöyle yazıyor:
"KATAR, FİLİSTİN'e, halkı ve davasına çok şey verdi ve vermeye devam ediyor. Bu yadsınamaz bir gerçektir. Ancak bu, İSRÂİL'i ilgilendiren hava manevralarına katılımını, sembolik de olsa, on diğer ülkeyle birlikte protesto etmemizi ve kınamamızı engellemez. Bu, gelecekte düzeltilmesi ve önlenmesi gereken bir hatadır."
Gazeteci Âlâ’ HÂŞİM/ آلاء هاشم ise X hesabından şu soruyu sordu:
"İşgalci, YUNANİSTAN'da gerçekleşen manevralara KATAR ve BAE'nin katılımını nasıl anlayacak? GAZZE'nin çocuklarına her gün işkence eden ve ardından müzakerelerde arabulucular da dâhil olmak üzere Arap komşularının askerî manevralara katıldığı bir İSRÂİL!"
Medyada yer alan haberlere göre, KATAR ve BAE'nin yanı sıra İSRÂİL ve ABD güçlerinin de aralarında bulunduğu çok uluslu güçlerin katılımıyla, 31 Mart'ta YUNANİSTAN'ın Andravida üssünde “İniochos 2025” hava tatbikatı başladı.
Söz konusu tatbikatlar, katılımcı ülkeler arasındaki operasyonel koordinasyonu artırmayı amaçlayan yıllık askerî eğitimlerin bir parçası..
Raporlarda, "KATAR'ın Bu Tatbikatlara Katılımı, Askerî İlişkilerde Önemli Bir Gelişmeyi Temsil Ediyor. Zira DOHA, İSRÂİL İŞGAL GÜÇLERİNİ DOĞRUDAN İLGİLENDİREN BİR TATBİKATA İLK KEZ KATILIYOR. Bu durum, söz konusu hareketin etkileri ve GAZZE'ye yönelik devam eden İsrâil saldırganlığı ışığında yaratacağı sonuçlar konusunda yaygın bir tartışmaya yol açtı." ifadeleri yer alıyor.
İŞGALCİ GÜÇLER, 19 Ocak 2025'te KATAR ve MISIR'ın arabuluculuğu ve ABD'nin desteğiyle başlayan İslâmî Direniş Hareketi "HAMÂS" ile 58 günlük ateşkes ve esir değişim anlaşmasından vazgeçerek, geçen ayın 18'inden bu yana Gazze'ye yönelik İMHA SAVAŞINI yeniden başlattı.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, geçen ayın 18'inden bu yana yaşanan olaylarda bin 100 Filistinli hayatını kaybetti, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 2 bin 542 kişi de yaralandı.
İŞGALCİ ORDU, Amerikan Desteğiyle 7 Ekim 2023'ten Bu Yana GAZZE'de SOYKIRIM Gerçekleştiriyor. Şimdiye kadar da Çoğunluğu Çocuk ve Kadın Olmak Üzere 165 Bini Aşkın ÖLÜ ve YARALI, 14 Bini Aşkın KAYIP Bıraktı.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.